Halil Şakir Taşçıoğlu Şiirleri - Şair Ha ...

Halil Şakir Taşçıoğlu

Mademki dönecektin, neden terk ettin güzel?
Yokluğunun derdinden, uykuları bölmüştüm!
Ayrılığın zehrini, bana zerk ettin güzel...
Bağışıklığımdandır, yoksa çoktan ölmüştüm.

Gittiğin günden beri, hep sordum ben ne edim?

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Ördeğin İntikamı...........ÖYKÜ


............................................................................................Alma mazlumun ahını
............................................................................................Çıkar aheste, aheste...

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Hayalimden geçirip de görmediğim güzel yıllar...
Ben sizi hiç tanımadım, siz hiç dönüp bakmadınız.
Hak' ka gidiyor bildiğim elif gibi doğru yollar...
Ben sizden hiç ayrılmadım, siz benden hiç bıkmadınız.

Bazen çok üzdünüz beni, bazen hoş geldiniz yıllar...

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

................Hep söylenir ya; Eski ramazan geceleri bir başka olur du..Diye. Gerçekten eski ramazan geceleri bir başka oluyordu...İnsanların, birbirlerine karşı tutum ve davranışlarında, günümüze göre büyük farklılıklar vardı. Küçükler, büyüklerine karşı daha saygılı, büyükler, küçüklerine karşı daha bir şefkatli davranırlardı.
Camiiler, günümüzde olduğu gibi, sadece yaşlıların mabedi değildi.Küçücük çocuklar, başlarında minicik takkeleri ile koşarak camiilere gelir, tıpkı büyükleri gibi aşk ile ve şevkile namazlarını eda ederlerdi. Bilhassa, teravih namazlarının bitiminde, camii avluları bir panayır yerini andırırdı..Şerbetçilerin,
bozacıların ve kandil simidi satanların seslerine küçük çocukların tatlı feryatları karışır, büyükler de kendi aralarında çok hoş ramazan sohbetleri yaparlardı...Hele bir Benli Salihimiz vardı ki, ocaklara şenlik. Altın sarısı seyrelmiş saçları, deniz mavisi gözleri, daima gülen yüzüyle her akşam ortalığa değişik bir espri atar, avludaki cemaati kırar geçirir di gülmekten...
Salih, aynı zamanda bir ulusal gazetenin, Ereğlide taşra muhabirliğini yapmaktaydı. Uzunca boylu, güzel giyimli, sarı benizli bir muhacir genci...Sağ yanağında büyükçe bir kan beni vardı Salihin. O yüzdendir ki, bütün arkadaşlar ona Benli Salih diye hitap ederdik.Benli Salih, Selanik göçmenlerinden olduğu için, Türkçe kelimelerin bir çoğunu yanlış telaffuz ederdi. Alfabedeki -h- harfini hiç yerli yerinde kullanamaz, -h- olan kelimelerden atar, -h- olmayan kelimelere katardı bu harfi.
Mutad bir şekilde her ramazan gecelerinde, kendiliğinden oluşmuş olan ramazan ekibine başkanlık ediyordum.O akşamda muzip Salih, gülerek seslendi bana doğru:
- Başkaann! .. Başkanıım...

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Sen aşk nedir bilir misin?
Hani insanın gözü,
Hiç kimseyi görmez olur,
Bülbül olur gülistanda
Maşuka ahraz olur...

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Dal bilmez bülbülün güzel sesini,
Gül bilmez kendinin hoş nefesini!
Gülden bülbül anlar bülbüldense gül,
El bilmez sevmeyi, sevilmesini...

Aşk ile sevmeye verilmez senet.

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Öyle kolay iflâh olmaz bu yara,
Zaman ister gülüm, çok uzun zaman.
Ne ahlar çektirdin ey kaşı kara!
Duysaydın, anlardın belki o zaman...

Alışmaya gör sen sevgiye, aşka

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Su gibi ezberledik şu dersimiz “Dersim’i.”
Diğer derslerimizden geçmiştik nasıl olsa(!)
Kök boyayla boyanmış, hiç solmuyor resimi...
Vükela ne yapardı öyle erkenden solsa?

Halka kuş gösterirken cep boşaltırmış gibi,

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Sakın telefon açma, zarf bekle ulağından!
Zaten halk cihazları tuzluk diyerek aldı (!)
Bir korku var millette şu yerin kulağından!
Meraklı istihbarat hep dinlemeye daldı...

Hiç konuşmayacağız hem de biz hep bizleyken!

Devamını Oku
Halil Şakir Taşçıoğlu

Yaz deyip duruyordunuz, geldi işte, yaz da geldi!
Hangi sene gelmedi ki, neden sararıp soldunuz?
Ayvalar açmıştı çoktan, karınca yerleri deldi
Zaten haber de vermişti, boşa tedirgin oldunuz...

Arpaların benzi attı, esmerleşti tüm buğdaylar!

Devamını Oku