Günün yorgunluğu halâ üzerimdeyken
dalıvermişim aşkın sessiz seyrine.
Elimde kalem;
anlatamadığım sözcükler içimde.
Dur
Ellerinde değil
bırakılan rüya
yılların ardından açılmış
köklerini kazıdığın toprağında çınarı gömdün bir dal yeşil
tırnaklarında yeşerir sandığından.
Şüphe
etmeden ve bencilliğe düşmeden sevmek
insanın hası olanındadır.
satmışım cennetide cehennemide
bir gram korkuya yenik düşmüş dandik
Avuçlarımızda kum saati
açarız
Zaman akar
sevgiler dostluklara karışır.
Mavi adamakıllı mavi
Özlemin gölgesinde emzirtilir vaad
doymazlığın!
naçarlığındır.
Bakış acıları dürülmeli defterin
def edilmeli umutsuzluk
Bir buçuk litre şarap bitti
kafa;
hala taş kafa.
Kütür kütür üzüm iki gözüm..
Bunu hatırlıyorum
Acılara alışmak kolay değildi
değildi;
boyun bükmek yarınlara
Güneşin;
zamanın aşkı olduğu gün gibi aşikardı
gecenin bakire yüzüdür sabah.
Her kim ki;
Finans kapitalin kredisi karşısın da,dirençsiz kaldıysa,
artık onun sosyalistliğinin,
milli şuurunun
gazozuna ilaç katılmışlığından farkı kalmamıştır
Bir üçgenin iç açıları toplamı 180 derece.
büyüyünce dört başı mamur 360 derece olcam..
dik kafalı
dik açılı
acılardan uzak
Şimdi gözlerimde üşümüşlük,
göz kapaklarımı kışkırtıyor
sana
göz atmaktan alıkoyamıyorum sıcaklığımın yaşarken ki gereksinimi
insanca bakış acımda-açımda
bacım demek zorunda bir köhneliği kuşatmış örümcek ağı
BU DA CANDİR İŞTE
BU DA CANDIR İŞTE SENI SEVERKEN..
ÖLMEYI DE BİLİR BUDA CANDIR İŞTE
MAHKUMDUR SENİ BEKLER GÖZ YAŞLARI İLE.
SENSİZ NEFES ALAMAZKEN BUDA CANDIR İŞTER
..........20.04.2013...........GÜNER KARATEKE