Uzaktır bize didaktik olan
bundandır gebeyiz melankoliye
bize ne huşu gerek ne de ney
lazım olan iki kadeh ve mey.
Hepimizin kanlıdır eli aşktan yana
üçle beş arasında kalmış dördüm ben
ne bir üçlük oldum hayatın potasında
ne de gurur ve sevinçle verilen bir beşlik.
merdivenlere tırmandım,
altından kara kediler geçti.
Bir kaç tahta eksikmiş kafamda
Şiirlerimin gözleridir mürekkebim.
Onca eğri arasındaki doğru gibi,
sırıtır mecalsiz amellerimin arkasında.
Dizelerimi kanatır, çocuk yaşımda.
Ben daha bir yaramı saramadan,
şeytan kulağına fısıldar,
Tanrı mı yarattı insanları
Yoksa
insan mı yarattı tanrıları ?
Tanrının telkinleri midir yüreğe dokunan
Yoksa
telekinezinin dürtüleri midir şiirlerimi tanrısallaştıran ?
Seneti varmış yüreğimin
İmzayı basmış, ömrüm için
Mühürlemiş kalbi senin için
Gıcırdattığında rüzgar geceyi
Etiyle kemiğiyle bütünleşmiş senin için
Feryad-ı isyanım yine şiirlerde
Dıyar-ı aşkın ücra köşelerinde
anlatırım seni dizelerimde
kuşanır kalemimi.
Gücüm yok belki
Şurdan uzat kalemi
Bekle, gitme
Biraz daha kal emi.
Söyleyeceklerim var
söyleyemediklerim ve
söylemeye cesaret edemediklerim var.
Sanırım, gözlerin girdap
İrade tanımayan, sürükleyici bir mehtap.
Mahrum kalmak, bu mehtapdan büyük azap
Güneşe bakmak gibi
Ezelden ebediyete, sensizlik gibi
Nolmuş yani yoksan
Sanki tek benim noksan
Sanki tek bana küsmüş güneş
Sanki tek bana yoldaş geceler
Sanki tek benden dökülüyor heceler
hava ayaz, gece puslandı
ne çare, bu adam uslandı.
yüreğindeki yara, önceden sızlardı
adamın derdi yüreğindeki sızılardı.
beyhude geçen zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!