Çıktığın yol yüreğinin yolu
Eğer tutulmuşsan ta derinden
Dileki uzun sürsün yolculuğun
Düşlerin büyük olsun
Yüreğindeyse düşlerin
Krallar ve sultanlar vız gelir
Sabahlarım kendini geciktiriyor
Ürpertili fısıltı dudaklarında
Ölüm buyruğunu uyguluyorlar
Mutsuzluğa tutsak ederek
Kanlara buladılar yüreğimi
Bıçak gibi saplandı yüreğime
Günahın gizemli karmaşık kokusu
Günahın kendi ışığıydı,
Beni sana çeken.
Bakır kızılı akşamların koynunda
Mutsuzluğun utancıydı yaşadıklarım
Şimdi birbirimize kendimizden daha yakın,
Eşyalara tapan insanlar arasında
Zamanla yabancı olarak dolaştığımız,
Zamanlardan çok daha yakın.
Yaşamla besledik sevdalarımızı
Bu şehrin sokakların da yürüdük,
Oturduk dinlence yerlerinde saatlerce
Umutsuzluğa kapıldığım gecenin her birinde
Sırdaşım oldu zamansız kederlerim
Gün batımında çocuklar koşarken
Ve yalın sensizlik bedenimi sararken
Yüreğimdeki yangına “Güz Yangını”
Dedi dostlarım
Parlayan hançer, kılıç ve mermi
Güneşi hiç görmedim penceremde
Kumlara teslim çöl gibi,
Ve bereketsiz
GÜNEŞİM BATIYOR
Ben bahara kalamam, güneş batıyor
Yaşanacak kaç baharım kaldı?
Her şey yolunda,
Sen varsın
Umutlarım, hayallerim hala sende,
Ballı kumrallığında.
Altın sarısı başaklar altında,
Mor bakışlı yılanlar gördüm.
Bu şiir Mersin'de bir anıdan yola çıkılarak yazılmıştır.
20.08.2014
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!