Yiğitlerin, velilerin diyarı,
Büyük Anadolu’mun özü Çankırı’m.
Serin yaylaları, yalçın dağları,
Ürkek ceylanların gözü Çankırı’m.
Kilimin, heybenin nakışı başka,
Sahte gözlükleri çıkarıp, gözden,
Gördükçe öğrendik biz bu dersleri,
Ask için özleri arıtıp özden,
Verdikçe öğrendik biz bu dersleri.
Ne anladık sanki gençlik çağından,
Yıllar ilmek ilmek çözülüp birden,
Bir balon misali sönermiş anne.
Gençliğim canlanıp merdivenlerden,
Oynaya oynaya inermiş anne…
Bir isli idare yanar özümde,
Yerin hep boş kalır sanma,
Bir gün gelir dolabilir!
Güzellik sihrine kanma,
Yarın çok geç olabilir…
Vakit varken görüşelim,
Gurbetlerde yağmur olur, sel olur,
Puslu gözlerimden taşarsın Ilgaz!
Uzak uzak anılarda tül olur,
Çocuksu gönlümde yaşarsın Ilgaz.
Bazen gem vurulmaz küheylan gibi,
Bir ateş düştü özüme,
Yaktıkça hasret eriyor.
Öyle mahzunca yüzüme
Baktıkça hasret eriyor.
Biraz olsun beni izle
Daldan dala hopluyoruz,
Kirazların tepesinde.
Dağ çileği topluyoruz,
Hamit beyin bahçesinde…
Musiki sabahtan başlar
Doksanına ramak kalmış,
Kalmamış cihaddan geri,
Konstantin’i fethe gelmiş,
Eyüp Sultan Hazretleri…
Sen bir çınar ağacısın,
Bir bakır bakraçtan akseder mazi,
Canlanır gözümde, batık anılar,
Canlanır gözümde o ar, o edep;
Bizim mahallede bir kız yaşardı,
Düşleri dağların ardındaydı hep…
Bu nasıl bir iştir aklım ermiyor,
Nedense hep seni yazıyor doktor.
Gözlerim ağrısa damla vermiyor
Senin gözlerini yazıyor doktor…
Bel bağladım bin bir türlü çareye,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!