Hep senin aşkınla düştüm yollara,
Hasret denizinde kayboldu gemi.
Hatıralar sana sorarsa eğer,
Sen beni bu şarkıyla hatırla emi…
Hatırla bir tanem fırsat buldukça,
Hâlâ kan sızıyor Seddülbahirden,
Bu nasıl bir vahşet, nasıl donanma?
Gelmiş geçmiş en ibretli savunma!
Dört mevsim şehitler fışkırır yerden,
Aldırmadı şarapnele, mayına,
Ali oğlu Emrullah, dikti beni bağına,
Âşıkça akşam sabah, baktım Ilgaz dağına…
Sene dokuzyüzonbeş, Emrullah oğlu Halil,
Gözyaşı kanlı ateş, Çanakkale’de sebil…
Biz bir çınar ağacıyız ezelden,
Besmeleyle ululuğa ermişiz,
Besmeleyle su içmişiz bir elden,
Biz ne yüzler, ne asırlar görmüşüz…
Ağaç halkımızın tarihinde var,
Şehzadeler için dikilmiş çınar,
Âlemin yok tadı, sen yoksan eğer,
Kemirir beynimi kurt anneciğim…
Güzelim gökyüzü matemde meğer
Talan olmuş oba, yurt anneciğim.
Nâra düştüm, kime derdim yanayım,
Nerden geldim diye hiç sorma bana,
Say ki Çin’den geldim, Maçin’den geldim.
Tarih oldum nice ahşap balkona,
Nice sevdaların içinden geldim…
Bir bahçeli konak, Safranbolu’da;
Otuz bir aralık günü kayboldun,
Hani sen hep beni beklerdin anne?
Ararken seni bir tabutta buldum,
Hani hep odamı yoklardın anne?
Yaşmağın yatağın başında durur,
Şu kısa ömrümü topladım, böldüm,
Elde var ayrılık, elde var gurbet
Kara sevda çektim yaşarken öldüm,
Elde var mutsuzluk, elde var cinnet...
Anladım, bu çile yazılmış Hak’tan,
Anam babam fedâ, cânımda fedâ,
Ravzana varayım Ya Râsulallah…
Senden merhem nasip eylesin Hüdâ,
Gönlümü sarayım Ya Râsulallah…
Müjdeci rüzgârlar; müjdeci, serin,
Bir demetçik gönderiver,
Güller elinin altında.
Telefonu çeviriver,
Teller elinin altında…
Kâğıdın var, kalemin var,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!