Halil Efe Şiiri - Mehmet Necip Özmen

Mehmet Necip Özmen
434

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Halil Efe

kış kahvehanesi irkildi
buğulu camlar oynaştı
mazot karası tahtalar sarsıldı
gıcırdadı çatlaklar
telaşlandılar
helezonlaştılar dumanlar
kıvrıldılar yukarılara

heybet akıtarak boyundan posundan

başı yukarıda
üstten süzdüler loşluğu
don lastikli gözlük camları
zor seçiyordu efe
dişsiz bebek damağı
bezelmiş incecikten sesi
ünlerdi de ünlemesine bir şeyler
ırgalanmazdı
anlaşılmazdı gâri
puştlar
duymazlıktan gelirdi
bilirdi de gendi
ama olsundu
yaslanıp çatal sopasına
bir teke kadar dimdik kayasında
bir kadırga kadar âsil
kıvrılırdı sanki gökten yere
görmeyerek baktığı an dingelerek
haydi efem
az kaldı gir içeriye
dayan
dayan

öfkeliydi oğula kıza kızana
bakındı öylesine
soluklanmak istedi
istedi ki elinden tutsun birisi
sallandı kuru diğer eli
çekmeye sandalyeyi
gücü yetmedi
sık adımladı güççük güççük
ilişti kenarına lâkin
kimselere minnet etmedi

soluklandı accık
kaykıldı ağırdan
yakınlaşmak istedi insanlara
derinden bir merhabaya mecallendi
kükredi sanki
titredi don lastikli gözlüğü
savurduğunu sandı orta yere
sandı kalabalık ayaklandı

görmediğiydi gördüğü
açık gözlülerin körlüğü

merhaba dedi
herkes aldı inandı
duyulmadı da duyuldu sandı

almıştı alacağını
içi rahat mutlu
bir bardak çay içecek
pırtık yelek cebinden kuruş çıkarıp verecek
ve onculayın iri kıyım adımlarla
fırt fırt
ingiliz külotu düğmelisini
dağlarda dolaşıp da
kızanlarına bir merhaba deyip
akşam yatağında olacaktı

anıları onu uyutacaktı

1992/Acıpayam

Mehmet Necip Özmen
Kayıt Tarihi : 4.4.2023 14:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!