Dadaş çelik bir yaydır sen geremezsin
Attığı çelik oku baksan da göremezsin
Hançer barında yanında duramazsın
Dadaş demek bayrak demek,vatan demek
Davul vurunca kendinden geçer barda
Gecenin mehtapsız, yıldızsız karanlığında
İslam’ın nur olan yol gösteren aydınlığında
Gönüller derbederde olsa da zaman içinde
İnan masada kul bütün yollar Allaha gider
Hayat sadece yemek içmek değil anlamalısın
Bil bu kainatta sadece sen ufacık bir zerresin
Dünyayı aydınlatan güneş kainatta bir noktasın
Eğer imanın varsa hikmeti anlayacak haldesin
Arşalaya bakarsın üçsüz bucaksız sonsuz deniz
Kaderim hiç gülmedi bana
talih bile esen yelden yana
güller bile oldu diken bana
ağlıyorum ben yana yana
güllerim açmıyor soluyor
Aramızda var sıra, sıra dağlar
Bu gönül seni durmadan özler
Aklıma gelince yüreğim sızlar
Özlemimde, hasretimde Erzurum
Soğuğunda, karında dokunmazdı bana
Her an analar gece gündüz ağladıkça,
Çocuklar acılar içinde baba dedikçe,
Eşi benim aslanım nerde dedikçe,
Ağustos sıcağında üşürem,üşürem,donirem ben,
Her haber okundukça hopluyorda yüreğim,
Sırma saclarına vuruldum güzel
Gönlüm asla bu sevdadan ayrılmaz
Yaradan yazmışsa ne gelir elden
Sevdiği Canan candan ayrılmaz
Diyarbakır,Diyarbakır
Sana noldu Diyarbakır
Eskiden türkülerde şad akardın
Gece gündüz gülde kokardın
Sana noldu Diyarbakır.
Uğrunuza karşı ağarmada saçlarım,
Helaldir yavrum size de emeklerim
Birkaç damla sizin için gözyaşım,
Dualarım sizinle her an can evladım,
Emre Sana, doğum günü hediyem...
Saçların siyahmış,Kaşların kara
Arada dağlar hep sıra sıra
Kalbinde varmı küçük yöre
Misafir edermisin yeşil gözlü yar.
Halil Çolak.
YAZMIŞ OLDUĞUN ŞİİR İÇİN SANA YÜZLERCE BİNLERCE TEŞEKKÜRLER