Ahi yan-ı Rum meşhur olan adında senin.
Esnafa ticari ahlak nasıl olur onu sen öğrettin.
Osman Gazinin dualarla sen kuşattın
Osmanlı denilen ulu çınarının temelini birlikte attın
Her köşende birçok ulu kahraman yatıyor Gelibolu
Gurbete dolaşırken yalnız başıma,
zehir katma helal olan aşıma
coşkun akan çağlayan sularıma,
bent vurup eyleme gurbet!
yorgun bedenime yükleme yükün.
hayatım hep çileyle bütün
İmsak vakti çoktan geçti
Artık yine sabah oldu
Gaflet uykusu da yetti
Uyan millet sabah oldu
Yeter gaflette uyudun
Vatan için işte burada vuruştular
Kahramanca bu topraklar için şehit düştüler
Çeyizleri sandıkta yavukluları yalnız kaldılar
Kitabede yazıyor işte o kahraman kızlar
Şehit düşenler yatıyor Erzurum Aziziye tabyalarında
Vattan diye gurbetten de seslendiğim
Pınarlarından su içip de doymadığım
Ekmeğini helalından yiyip doyduğum
Temiz havasına dadaş hasret kaldığım
Yiğit Dadaşların yurdu olan Erzurum
İzmir’in Efesini
Torosların Afşar’ını
Ankara’nın Seğmen’ini
Bilecik’in Yörük’ünü
Elazığ’ın Gakkoşunu
Erzurum’un Dadaş’ını
Senide anlatamazdı ozanlar nede şairler bile
Ülkü denilen yüce sevdayı getiremezdiler dile
Hatıralar unutulmuş gitmişti mazide kalmış bile
Yaşattı bana özlemi de ülküdaş bu Yörük evi
Karşıdan el sallıyordu gönül dadaşlarım
Canmışsın cananmışsın anlamadım ben
Ne yapmak istediğini anlamadım ben
Ağzından bazen gül bazen zehir saçarsın
Dostmuşsun duşmanmısın anlamadım ben
Her günkü hüzünlü Ankara akşamlarında
Adamın önüne çıkmamış büyük bir hendek
Çalışmak zorunda da kalmamış atlayana dek
İş bu meşakkatli olsa da çaresi var torpil yolu
Zannetme ki beleşçi hep hayat fırsatlarla dolu
Adriyatikken başlayıp Çin ülkesine uzanır kolum
Okyanuslarla çevrilmiş olsa da sağım ve solum
Geçit vermemiştir düşmana da Anadolu toprağım
Anadolumsun kardeşim Bilal ben Anadolu’yum
Tarihte denilmez denilen kalın surlar delinir
YAZMIŞ OLDUĞUN ŞİİR İÇİN SANA YÜZLERCE BİNLERCE TEŞEKKÜRLER