Kırmızı şarabın içine
düşen cansız bir sinek
alnında siyah bir bant
üstünde çiziktirilmiş bir resim
yazlık ev - hepsi bizim
sinek cansız ama
Doya doya tarandım
yalnızdım - tek başıma
Dünya ve ben
saçlarım ayrıldı ikiye
sonra katlandı dörde
bir de baktım bir tel bile kalmamış
sana beni anlatmışlar
duygularla oynanırsa
bir top misali
nereye kadar
cansız olan herşeyde gözüm var
kıpırdamayan heykellerde
Bir yandan bulutlar dağılıyor
şehrin üstünden
sanki dumanlı bir kış günü
geride kalmış da
hani oyuncaklarımızı yitirdiğimiz gün de
gökyüzü böyle dumanlıydı
durmadan akıyor zaman
gerisine hiç aldırmadan
öyleyse dostlarım,
savunmak gerek bu kaleyi
çünkü yaşamın aynasıdır
şiirin kendisi
Kayıp ilanında gördüm
bir küçük zenci kızı
lüks bir lokantanın menüsünde
istek diye sunuluyordu
garip bir türkü söylüyordu
venasara mıydı adı yoksa orlunta mı
nasıl güneş doğar
binaların arasından
bilir misin
hani ışıklarını saklar ya
ateş böceği
ışıldamak için geceye
Sargılarımı çözdüler bugün
acayip sarmışlardı
yeni bağlar üretip
onları bir balyoz
gibi size iletmekti
tüm isteğim
Hüzün sarıyor her gece etrafımı
gencecik gönlüme hüzün geliyor
hüzün,
hüzün,
hüzünlenmek istemiyorum ben
ben şarkı söylemek
Bak arkadaşım!
Bu sabahın ilk ışıklarını
Seyrediyorum ben
Gülüyor gözlerimin içi
Ama sen
Bu sabahın ilk ışıklarında




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!