Yapışıp Osmanlı’nın yakasına dört elle
Çizip masa başında sınırları cetvelle
Sonra sömürüye kılıf, manda ve himaye
Menfaat uğruna her şey gerisi hikâye
Sömürebilmek için bölgenin petrolünü
Ey! İhtiyar dünya’nın mağrur güzeli
Dizlerin tutmaz, belin bükülür bir gün
Gün gelir senide vurur bir samyeli
Dişlerin, tırnakların dökülür bir gün
Güzel yüzün çatlamış toprağa döner
Somali'de açım Senegal'de susuz
Arakan'da sırtından vurulan benim
Adeviyye'de geceleri uykusuz
Gündüzleri sıcaktan kavrulan benim
Benim Suriye'de kurşuna dizilen
Ferasetle ayırırız karayı aktan
Toplansa da ehli şer yakından, uzaktan
Yazılan senaryodan, kurulan tuzaktan
Haberdarız, maşa göründü, el göründü
Bu millete revamıydı bu kadar hile
Ne açık, ne kapalı, kalmış sanki ârafta
Bir moda hastalığı kol gezer her tarafta
Kapalıyım der lakin giydikleri daracık
Başı kapalı sadece, her tarafı açık
Ne de çok şey bilir, der ki bu kaçıncı asır
Belgeselde izledim bir çakalı hayretle
Sürerken yüzüne fil pisliğini gayretle
Tuhafıma gitti çakalın bu hareketi
Düşündüm ne olabilir sebebi hikmeti
Böyle yaparak çakal meğer fil kokacakmış
Gerçeği mızrak yapıp gözüne soksan
Görmezler hakikate kör bakan gözler
Ne dersen de biraz fazla, biraz noksan
İzaha kifayetsizdir bütün sözler
Tanımazlar asla karga’dan başka kuş
Çirkef diz boyu, kalmamış edep, ahlak, hayâ
Bozulmuş toplumu bir arada tutan maya
Her gün milletin mahremine dil uzatılır
Müslüman mahallesinde salyangoz satılır
Entrika, cinayet, ihanet, aldatma, hile
Şöyle yastığa koyar koymaz başımı
Bir rüya-yı sadıkaya dalıversem
Unutup dünyalık bütün telaşımı
Ol nebînin kapısını çalıversem
Açsa kapıyı o mübarek eliyle
Başladı tersine dönmeye sömürü çarkınız
Sizler demlenip kadehlerde ararken teselli
Bitti üstünlük, kalmadı hiç kimseden farkınız
Seyredin, etmekte ilahi adalet tecelli
Rüzgâr karşı yönden esmeye başladı ki birden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!