Son baharda kuruyan dallara
Sensin güller, meyveler veren
Seni tanımayan gafil kullara
Sensin kudretinle seni gösteren
Hiç kimsede yok sendeki sanat
Toplanın bir araya, verin baş başa
Dizilin aynı safta, şeytana uyun
Nifak tohumları ekin dağa, taşa
Yazılsın senaryolar, başlasın oyun
Biraz vatan haini, bir tutam piyon
Silinir dillerden unvanlar; Ağa, Efendi, Bey
Bakmazlar yüzüne önünde kırk takla atanlar
Değişir insanlar, kaybolur vefa denilen şey
Ortaya çıkar gerçek dost ve dostunu satanlar
Bir zamanlar yüreğine ılgıt ılgıt esenler
Edep, hayâ kalmamış, utanmak nedir bilmez
Tükürsen yüzüne iltifat zanneder, silmez
Başkalarını karalar, kendisi ak gibi
Beyhude döner durur avara kasnak gibi
Fark etmez giden ağasıdır, gelen paşası
Müslüman hanelerde süslenmiş çamlar
Hazırlanmış çerez, tombala ve hindi
Bekliyor hazır kıta bacalar, damlar
Noel babalar ha inecek ha indi
Sabaha kadar eğlence, müzik ve dans
Gerçek dost Güneş gibidir. Sırtını dönsen de
Sıcaklığını hissedersin her an ensende
Herkes seni terk etse de yanında o vardır
Bazen tutunduğun dal, yaslandığın çınardır
Yanında o vardır umutların söndüğünde
Srebrenitsa’da can pazarı kurmuşlar
Yaşamak için geç, ölmek için çok erken
Bir günlük Fâtimâ’yı hunharca vurmuşlar
Savunmasız kundağında uyku çekerken
Zalim Avrupalılar zulme karşı susup
Süreyim Gönlümü aşk pazarına
Sevgili lütfedip bir lahza baksın
Sonra düşeyim ki aşkın narına
Kimseyi yakmasın bir beni yaksın
O sevgilinin vuslatı mahşerde
Sayılı günler hakikaten çok tez geçermiş
Yıllar hatıra defterinde bir satır şimdi
İnsan gerçek dostunu zor günlerde seçermiş
Kesilmiş selamlar, sorulmaz hal hatır şimdi
Hani diyorlar ya zaman her derdin ilacı
Nedir bu hal? Mezhep, cemaat, tarikat, fırka
Küfür tek millet, Müslümanlar bölünmüş kırka
Farklı olsa da mezhebiniz, tarikatınız
Kardeşliğe engel ne varsa söküp atınız
Birbirine düşmüş bir dedenin torunları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!