Düşündüklerimi yazdım oldum çilekeş.
Kâr edemedim, zararım akbabalara leş.
Güneş doğmuyor, gece karanlığı bana eş.
Geçip gitti yıllar, ben hâla o eski şarkıyı dinlerim.
Söyle bana neyleyim?
Güzel kokulu menevşe çiçeğim.
Arkadaşların minyatür bir kalesi vardır.
Memo'nun kalesi cadde tarafı,
Tarlaların olduğu taraf Cabar'ın alanı,
Muro'nun kalesi otobüs durağının arkası,
babasının mağazası yanındadır.
Belden yukarı gol olmaz, kaleler küçüktür.
Gök mavisi denizlerin ötesinde, bir umut ışığı parlıyor.
Rüzgarın sesi kulaklarımda, seni arıyorum sonsuz maviliklerde.
Her dalga beni sana bir adım daha yaklaştırıyor,
Her yıldız gökyüzünde senin yolunu aydınlatıyor.
Biliyorum, bu muhteşem yolculukta, bir gün karşılaşacağız,
Seni bulacağım, nerede olursan ol.
Unutulan dostluklar, yalnızlıkla sancılanırken,
Aydınlığa kavuşan karanlık, umut feneri yakar içimde.
Geceden sabaha, yıllar bizi bize hatırlatırken.
İnsanlık kervanı, merhametin peşinde bir yolculuğa çıkar.
Ve daha sonra, yaraladığı yerden başa sarar,
Cevapsız sorularla, hırçın bedenimle savaşırım.
Gönlümdeki bu sızı, dertlerimle baş başa,
Ben burada hasta, gönlüm hep yasta
Bir çıkış yolu arar, bulur mu bilinmez ama.
Çekip mi gidem yoksa geri mi gelem
Belki de kader bu, belki de bu yara.
Böyle talihe mi sövsem, yoksa dua mı etsem.
Bu kadarmı çaresiz kalınır
Dert dolu yaşamın içinde tutturmuş bir şarkı dilim sardırır.
Hastalık desen tam bir yalnızlığı hatırlatır.
Düşünceler belki biter
Beklemek lazım beklemek sorgusuz geceler.
Otomotiv sektöründe vardır, binlerce parça üreten emekçi,
Üstlerini değiştireceği mağara odaları büyütülecekti.
Şimdi gri siyah kıyafetler içindeki binlerce adam konuşmadan, acele etmeden beklemeli.
Sigara içerek, göğüslerine kadar kir pas içinde yürüyorlardı.
Metal korumalı ayakkabı altında kuru dallar çatırdıyor.
İşçi tulumu bedeni sıkıyordu.
Büyük Khali, uzun boylu ve güçlü yapısı,
pehlivanları andırır.
Hintli gibi egzotik bir koku taşır.
Halk arasında paşa gibi sevilir.
Eşsiz bir ikondur.
Büyük Khali'nin etkileyici varlığı,
Elma bahçesinde bir öğle vakti,
Güneş yüzümüzü okşarken tatlı tatlı.
Sepetler dolusu kıpkırmızı elmalar,
Çocukların kahkahası, büyüklerin sohbeti arasında.
Örtü serilir yeşil çimenlere,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!