Bu dünya kurulduğu andan beri
Ortadoğu değişmeyen savaş yeri
Batı hızla ilerlerken hep kaldı geri
Bırak ilkelliği artık uyan ortadoğu
Binbir senaryo ile kurulu tezgahlar
Yaydan kurtulmuş bir ok misali
Süzülüp gençlik nereye gidiyor
Kabına sığmayan bahar seli
Coşupta gençlik nereye gidiyor
Ailesi fakir kalmış açlık sınırında
Umutla ışık saçıyorsun
Güneş gibi mehtap gibi
Uzanınca neden kaçıyorsun
Hayal gibi serap gibi
Bence sen sır dolusun
Şu Timurtaş ın hiçmi kederi bitmez
Alem çare ile dolsa derdine yetmez
Yüreği kan ağlasa bile
Derdinden kimseye söz etmez
Kağıdı kalemidir tek arkadaşı
Türk,Kürt,Laz,Çerkez el ele versin
Karanlıkları barış ışıkları ile delsin
Kin nefret diline bir son verilsin
Yeter artık dilimize barış gelsin
Sözde aydın diye nutuk atanların
Daha dün bebektin Annenin kucağında
Bugün Asker olmuşsun gurbet ocağında
Allah korusun seni düşmanın tuzağında
Güle güle uğurlar olsun git Askerim
Namus Şerefin üstüne yemin edeceksin
Bu ne park koruması ne ağaçların kesilmesi
Bu birikmiş yılların tükenmeyen kini öfkesi
Provokatörlerin fırsat bilip bölücülüğün sesi
Vatanını milletini seven bu oyunlara gelmesin
Memleketini düşünen kaldırım taşlarını söker mi
Saatlerce durup ne yapacağını bilmeyen genç
Senin kumandan kimin elinde ey duran adam
Aklını başına topla bu sevdadan hemen vazgeç
Kumandayı bir an önce bıraksın yürü duran adam
Özgürlük olmaz öyle sessiz anlamsız durmakla
Hiç bir günü bir günden ayırmayalım
Her gün sevgi ve sevgililer günü olsun
Savaşı ve nefreti dünyamızdan kovalım
Her gün sevgi ve sevgililer günü olsun
Koca ömrü bir güne sığdırmayalım
Sılamın dikenini değişmem gurbetin gülüne
Köyümün kuru dalları bana yeter
Çalı kuşumu değişmem elin bülbülüne
Köyümün minik serçesi bana yeter
Gurbette yatsamda kuş tüyünde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!