Karanlığın hükmüne başkaldıran zeminde
İnce bir musikinin inleyen namesi var
Ömr-i perişanımın bahtiyar son deminde
Ruhum ta ötelere çağıldayan bir pınar
Bir pınar ki sakinin kadehteki yankısı
Ruhun her zerresi yorumcusuna
Bilinmez şahane günahlar sunar
Her zerrenin o yorumcuda
Bilmez ki inleyen ne çok ahı var
Zordu umudu tüketmek
Zordu parlayan yarınlara
Kara bir perde çekmek
Zorlar mı kolay oldu
Umutlar mı soldu
Ne oldu
Gülmeyin yüzüme hain seneler
Bıktığım bir ritmin gölgesindeyim
Mazinin atiye serenatında
Geçtiğim hislerin ötesindeyim
Bir deprem kuşağı kusar lambalar
Tükenen çırada eriyen hayat
Mevsimlerden bahar,sarı sonbahar
En taze demlerde tazelik bayat
Aşina olduğum sesler duyulmaz
Terbiye hissiyle başını eğen nefis
Işığın ki gölgesinde anca bir akis
Varlığımı yokluğa şartsız sualsiz sattım
Anılar yüreğimi usulca terk ederken
Benliğimi sonsuza tüm gücümle fırlattım
Neferi faniliğin isteyerek oldum ben
Soldu yapraklar gibi iklimlerimin rengi
Bana dert midir yoldaş
Daim yolumu bağlar
Hicranla gülen yanım
Yine hicranla ağlar
Ütopyanın bağrında gerçeğe küsen hayat
Acizin nefesiyken bir bakmışsın saltanat
Olsa idi güzellik hep güzellik içinde
Hiç gül gül olur muydu onca harın içinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!