Yalın ayak
Başı kabak
Kör bir bıçaktık
Bilen var mı diye
Diyerek bilendik
Kocaman, bir deli çocuk ağlıyor
Köşe başında
Aklında fırtına, boran
Aklında yar
Şehrimin yüzü asık
Edirne puslu bu gün
Gözü yaşlı
Hangi topal acıların
Kaç hüzünlü Sonbaharın
Müptelası olacağımız
Daha baştan yazılmış
Künyemize
Gözlerimde
Güneşin pırıltısının
Her sabah yeniden
Doğduğu
Papatya kokulu günlerde
Ömür,
Notaları önceden yazılmış
Kısacık bir melodi.
Sol yanımızsa,
Camdan bir kristal.
Sevda
Aynalı beşiklerde
Yüreklerimizi uyuttuğumuz
Çetrefilli taşlarla örülü
Bir özlemler hanı
Hiç bırakmayacak gibi
Yüreğimden tut beni
Hadi artık kuş tüyünden teninde
Sessizce uyut beni
Mey değil
Dilenince tanrıdan sevgiyi
Ayak izleri çoğalır
Issız patikalarımda
Çiçekler açar
Yol olur
Dokunmasaydın ey sevgili
Yırtmasaydın
Gönül sayfamın ucunu
Gözlerine sözüm olmazdı
Ustura gibi kesip kanatan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!