senin gözlerinde ne var biliyormusun
her yanı denizlerle çevrili bir acı var
yasak meyveyi yedikten sonra ki pişmanlık var
suçu sonbahara atan bir mahsul var
toprağa kavuşamayan bir yağmur var
martılara hasret kalan bir istanbul var,
bazen cümleler eksik kalır
kelimeler yetmez hislerimizi anlatmaya
şu an belki de öyle bir haldeyim...
sen şimdi gidiyorsun ya
yüzünü döken yalnızca ben değil
ben seni andıkça tüm şehir ağlayacak
her şeyi öğrendim de
şu geceye çalan gözlerimle
ağlamayı bir türlü öğrenemedim,
hani diyorum, gözlerim gözlerini görmeseydi
ölmek daha bir kolay olurdu sanki...
biz seninle,
aynı günü yaşıyor
aynı denizleri düşlüyor
aynı havayımı soluyoruz şimdi...
biz seninle,
tam düşerken tut elimden mesela,
sağımda yada solumda değil, yüreğimde ol mesela,
dudaklarımın hemen berisinde olmasın adın,
söylendiği gibi uçup gitmesin mesela,
şemsiye gibi tüm yağmur damlalarından değilde
umutsuzluklardan ihanetlerden koru mesela,
Beni hatırlamak istemediğin kadar seviyorsun
ne zaman unutmaya kalksan
istanbul gelecek aklına
kirpiklerine ben takılacağım adımı anmaya kalkıştığında,
sol yanın lal kesecek
boğazın düğümlenecek
yollarım adımlarına
toprağım gölgene hasret
sen yeter ki çekip gitme,
sevmem bir daha...
anlam veremiyorsun
Lütfen
atma artık şu kalbimi bir kenara
eski bir giysi
ya da dalından koparılmış
bir yaprak değil ki kalbim
her defasında savrulsun rüzgarda
manşetlerde yine gözlerin ve deniz
kolay değil martılara anlata bilmek gidişini,
heleki yüzüne vururken ay ışığı
gizlice ağlaya bilmek inan ki hiç kolay değil..
manşetlerde yine ayrılık ve hüzün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!