Sisler içinde kaybolan bir karartı gibi
Sessizce ayrılıyorsun yanımdan
Buğulu bir eylül hüznü vuruyor gözlerime
Bir damla gözyaşı asılı dururken kirpikte
Bir sensizliğin acısı kalıyor yüreğimde
Bir de biçare sessiz haykırışlarım
İKİ FAZLA, BİR EKSİĞİZ
Bir yıldız kayar gökyüzünden geceye
Ve biz, sönmüş bir ışık parçası gibi kalırız
Evrenin derin boşluğunda kaybolmuş
Bir eksiklik rüzgarında savruluruz
Sizlerle havadan sudan konuşmak
Güzel anılarımı paylaşmak isterdim
Taralarda diz boyu başakları
Havada uçuşan kelebekleri
Islandığım yağmurları
Dereleri çağlayanları
Pusuda bekleyen gözlerin, hain gölgeleri,
İktidarın karanlığı, kuşattı aydınlığı.
Duyulmadı sokakların sessiz çığlığı,
Gerçeği örttüler, yalanlara saklandılar.
Karanlık güçler, adaleti boğarak,
Pusu kurdular, aydınları vurdular.
insanlar acı içinde
din simsarı vaaz ediyor
haddinizi aştınız, isyankâr oldunuz
rabbiniz musibet gönderdi, diye
milyonluk arabaya biniyor
milleti haraca kesmiş
Ben dönmem doğrudan, ben mi bozarım bu yolu,
Güneş doğarsa güne, elbet sebep sendedir!
Dünya döner, ay döner; etrafa ışık saçar,
Bulutlar kaplar göğü, bunun suçu bendedir!
Sahiplenirsin binamızı, güzelse sendendir!
Korkma, ey kadın, yerin altı değil gökyüzü,
Adımlarınla parçala gecenin zincirlerini.
Sen bir dağsın, yıkılmaz, sarsılmaz,
Kendi yolunu aç, gerçek özgürlükte var ol!
Egemenliğin pençesinde kıstırılan canlar,
Deli bir poyraz kesti sesleri
Güneş görmemiş gibi
Düzenin, gündüzü de karanlık
Gönülden dükülen diller suskun
Git gidebildiğin yere, git diyorum
Kaldır başını, bak gökyüzüne
Suskunluğumun nabzını dinle;
Dinle ve gönlümü alıver gitsin.
Elimden tutup, tatlı dilinle
Kalbimin içine dalıver gitsin!
Göz göze gelince aklım şaşıyor;
Zalimler gezer durur, yardakçısı çok olur
Şu dağlarda gün titrer, yıkılır saltanatın
Zalime zeval gelir, aydınlık güne durur
An gelir devran döner, yıkılır saltanatın
İtibar doğrulukta, şan şatafatla olmaz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!