Bir dahakine iliştiğinde gözlerimizin karaları birbirilerine gülmeyecekler,
Hüzün kokacaklar...
Bir dahaki sefere denizlerden konuştuğumuzda aynı denizler olmayacaklar...
Aşk’tan bahsettiğimizde bir dahakine masum olmayacağız önceki gibi...
Ve dokunacak bir dahakisine dürüst olmak adına, umudu, seni yitirişim.
Dostum Muharrem Bozkuş’a 16-Mayıs-2005
Aslında senden isteklerim çok değil
İsterim ki,
İnce belli bardaktan iç çayı
Bazen çalkalarsın
Genç adam insanı büyüleyen,
Parlak ışıklarıyla herkesi kendine çeken
Kalabalık ama bir o kadarda yanlız Beyoğlu caddesinde yürüyordu...
Aklına gülümsemek geldi... çevirdi numarasını ve aradı onu... cevap yok
Ve o an dudağında asılı kalan gülümsemeyle yürüdü...
Kalabalık mı onu içine aldı yoksa o mu katıldı ona...
Seni yine kedere bürünmüş
Bertaraf olmuş görüyorum
Bize zulmü niyedir, nicedir
Diyorsun insanliğin; Tanrı’nın.
Diyorsun:
Mimle(n) miş gözleri
Görse
Utanır
İnsanlığa dair neyi varsa söker
Atar
beni bağışla
belki Tanrı bile bağışlayacak
ama dediği gibi “ kulun bağışlaması gerek”
O’ndan önce...
Beni bağışla
Dilin kemiğini kırmaya çalışıyorum
Döküldük sabahın köründe bahçeye
Bir bir sayıldık
Sövüldük,
Dövüldük,
Kimimiz uykusuz
Kimimiz uyruksuz.
Delimiyim?
Belki…
Ama yüreğinin yarısı kendi adına
Yarısınıda ülkesi adına
Bin parçaya bölmüş bir adam deliden çok
Aşıktır…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!