bomboş, ıssız bir şehir bu
sakıncası yok
severim sessizliği, yalnızlığı
anlaşılmayı beklemeye
gereksinim duymayacak kadar hem
çok……
kalmakla gitmek arasında
mekik dokur bazen
yorgun ayaklarımız
çünkülerden medet umarken
Olunması başka bir şeydir öksüzlüğün
kalınması başka
giremezsiniz açık kapılardan mesela
kenara ilişiverirsiniz
buruk ama sitemsiz
ah benim
yansısı hüzne adanmış
suskun sevinçlerim…
bilmiyorum
hangi kuytular
karın ağrısına benzer bir sancısı var
hüzne dokunmanın...
bir kelebek dokunur gibidir yüreğe
rengini yitirmiş
siyah beyaz
kör bir bıçak gibidir zaman
acıtarak soyar kabuğunu sözlerin
anlamsa
sarınarak ısınır hüznüne
sessizce yuvalandığı yüreğin
misketten umutlar sığışıyordu
en dibine ceplerinin……..
aya maya çalan
sesi parlaklığında yitik bir yıldızın
bestelediği yalnızlık ezgisini fısıldıyordu sesin,
gri bir sisin ardında saklı şimdi
çocukluğumun geçtiği
o küçük mahalle…
hafif sersemlemiş bir lodos dokunuyor yüzüme
yan yana sıralı komşu evlerin bahçelerinden
çıkıp…
görünmez bir elin ustalığıyla
kutsarken sizi anneniz
ne çok örtüp korumuştu
dikenlerinden;
bahçe duvarını bile aşamamış
pembe güllerin…
Mutlu ve sağlıklı nice nice yıllar diliyorum sevgili Günay Aydın.
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...