Filizlenmişim sana,
Gökte yağmur başka,güneş başka,
Akşam olur,gün batımı bir başka,
Filizlenmişim sana,
Ellerin de ellerim başka,
Gözlerin de gözlerim bir başka,
Filizlenmişim sana,
..
Akıp giden yıllardan sana da pay vardır
Sanma ki bu alem hep böyle kalır
Bu günler tükenir yarına varır
Gider gençlik elden tortusu kalır
Laleyi sümbülü kara yel alır
Dökülür yapraklar kuru dal kalır
..
Denizden serin bir meltem eser
İzmir'de unutulmaz geceler
Kordon'da fayton ve palmiyeler
İzmir'de unutulmaz geceler
Gün batımı körfezde
Tabakta buzlu badem
Rakı kadehte
..
Hişşşt! Bak sonbahar
Koşuyor çocukluğum rüzgara doğru
Bir atın gün batımı saçlarında.
Her şey suskun,
Irmakta su...
Başakta sarı...
Dönüyor güz yaprağı bulutlar arasında
..
Yaşanmış mutluluklar kısa sürdü, bir gün batımı gibi
Sevginin ne olduğunu anlamadım, çiçeklerini döken ağaç misali
En son gözlerinde yakalamıştım güneşi
Gökyüzünde son maviliği aldı karanlıklar,
Yokluğunda güneş yok vakit hep gece,
Beni hep o gecelere mecbur ettin, soğuk gecelere
Sen gündüzlerde yaşa
..
bana hatırlatma
çatık kaşların kalsın istiyorum
gülümseyen yüzünden geriye kalan
de ki;
elinin terinde ıslanan yüzüm değildi
dudaklarıma sıcaklığına bırakan soluğun
..
Bir Gün Batımı
Yine bir gün batımı'ndayım,
Sensiz geçen, bir akşam daha,
Özlemler, yanlızlıklar çemberinde,
Savaşırım tüm gücümle, geceye
Hüzün; zehirli hançerini almış eline,
..
Bir simayı nakşedip, bin bir sima eyledin,
Bin bir gözden bakıp ta, bir görürüm ben seni.
Bir nefese harf verip, seni beni söyledin,
Son nefesi atıp ta, bir görürüm ben seni.
Ne doğu ne batıda her yerdesin her yerde,
..
HÜZÜN RENGİ EYLÜL GİBİ...
Binbir derdin gözyaşıyla ıslanmış bir mendil gibi,
Gözlerimin feri gitmiş, tükenmiş bir kandil gibi.
Her feryadı isyan dolu, çırpınıyor ümitsizce,
Güle hasret, bir kafeste figan eden bülbül gibi...
..
Her günün akşamı gün batımı
Kabusum olur bütün geceler
Zaman geçmez durur saatler
Öldürür beni sensiz geceler
Bendeki hatıran sesten ibaret
Kulakların çınlasın biraz sabret
..
Gün bezerken güzelliklerini, ivme kazanacak çiğ
Buhar olup mana bendine dolacak, yağan yağmur
Sırılsıklam ıslatırken sis alcak ve kuytu yerleri
Kelimeler dizilecek nemli güzelliklerin a(r) dına
Kök salacak namı ruhlarda, hazdan dünyalarda
Kalpten bakış, aldanışları çürütecek hayallerde
Gercekler asılı kalırken kipriklerin en son ucunda
..
Hüzün verse de gün batımları
Batmasaydı güneş
Olmasaydı karanlıklar
Nasıl aydınlanırdı
Öbür yakadakiler
Gözlerdeki karanlıklarda
Nasıl saklanırdı sırlar
..
bir azaba uğramış gibi gözlerin
çekilmiş dere yatağına dönüşen yüzün
ve
tövbe kadar beyaz bir deniz
sahildeyiz
ve yağmur yağıyor
sarı sarı saçlarını düşünüyorum
..
Alt alta ve yan yana yazılmış her kelime
Şiir olmaz her zaman, eğer yazamıyorsan
Duygusal bir müzikle, yemek tarifi bile
Okusan etkilersin, bir dinleyen bulursan
Zor iştir şiir yazmak..sanatlar, ölçü, uyak..
Aklına her geleni dümdüz söyleyemezsin
..
Şehrime kar yağıyor ince ince
Filistin’e ise bomba en irisinden.
Islatırken kar taneleri omuzlarımı
Filistin’de bir bebek kanında yıkanıyor.
Beyazlığıma inat kızıl kaplıyor ufku
Bir kavmin gün batımı
Buruk bir gurub gibi
..
Bir sevdayı koydun kuşun gönlüne
Kanatlandı uçtu, kayboldu gitti
Neleri kaybettin gün batımında
Neşe, huzur hepsi tükendi bitti.
Günbatımı bürünürken kızıla
Bulutlaqr ağladı, dağlar üzüldü
..
Karla kaplı dağ olmuş,bağrımda buzullar var
Kaç mevsimdir güneşsiz,üşürüm titreme var
Küflenmiş artık dibi,kokuşmuş kirlenme var
Hep yağar erimez kar,üst üste yığın yapar
Ara sıra doğsa da,sarmadan güneş kaçar
Gün batımı kızıllık karışır,ayaz basar
..
Yaşlarımızı akıttık göz sarnıçlarımız kururcasına, yaş koymadığımız zamana
Ne düşler kurduk gerçekleşmese bile, yitirdiklerimiz o denli fazla iken hiç yitirmedik düşlerimizi, yinede yürüdük mavi yolculuğumuzun yangın denizlerinde ki düşlerimizin izinde.
Ne istediğini bilenlerden günleri vurgun geleceği isteyenlerdendik, hep borç batağında bir ülkenin gün doğumu sancılarında aydınlık yüzleriydik karanlık zindanlara atılan.
Para nedir pek önemsemeden tapmadık mala mülke, taptık hep dost yüreklere, geçilirdi ne anasonlu sarhoş gecelerden naralar içinde, geçtiğimiz yollar sarp ve dolambaçlı yol vermez Zigana geçidiydi.
Gözlerimizin yangını tütün sarısı kömür karası içtiğimiz kan kusturan gül sevdası.
Bakamazdı bir kadının-kızın gözlerine mahallesine girerken kalkmazdı gözkapakları hiçbir evin hiç bir penceresine, bakardı başı hep önünde yere utangaç günün tutkunuydu gözlerinde.
Ne kadınlar görmüştü kasıp kavuran bakir orman fırtınalar içinde, zamandan sağılımda geleceğe akandı bu gün bir yerlerde hala var mıdır umuduyla öyleydi geçmiş zamanın delikanlısı.
..
Gel güzelim, sokul bana, koy avcuma ellerini,
Aç gönlünü, anlat aşkı, derdine dermân olayım.
Gel, beraber koklayalım aşk bağının güllerini,
Vuslat için, alnındaki yazılı fermân olayım...
Gün batımı; pembe bir tül, ruhumuzda gel - gitlerle,
Gönlümüzde sürgün veren, çiçeklenen ümitlerle,
..
Bilseydim severmiydim demedim sevdim seni
Hüznümü bile bile derdimi göre göre
Biliyordum sensizlik ur gibi büyüyecek
Her gün batımı sensiz ruhumla eriyecek
Biliyordum ilkbahar çiçekler açılsa da
Her sonbahar yapraklar yeniden sararacak
..