Tıpkı
olmasını istemediğimiz
insanların
yanımızda bitmesi gibi
bu hayat;
ne istediğimiz gibi yaşayabiliyoruz,
Yüzümde uçurum gibi dururken parmak izlerin..,
Nefesinin sıcaklığı bir sis gibi örtmüşken tenimi..,
Bir isyan gibi dilimde haykırırken aşk,,
Söyle?
Ben nasıl hala ''ben'' kalabilirim
Sıcak göğsünü vatanım bilmişim..
Dönüp dolaşıp ona sığınmak istiyorum..
Şimdi gelecem de...
Dudağında hiç bitmesini istemediğim bir öykü gibi duruyor mu hala adım..
Yoksa eksik bir şarkı gibi unutuldum mu?
Hep sen diye başlayıp,
sonunu getiremiyorum..
Yokluğun bıçak acısında
susuyorum..
Borcun var bana..
Zamanın en güzel yerinde
sen ve ben saatleri durduralım
zaman akmasın gözlerin de dursun
seninle içelim ölümsüzlük şarabını
İlk günahım seni sevmek olsun
Bir şey var...
Belirsiz yarınlar gibi ürkütücü
Dünde kalmış anılar gibi hüzünlü.
Gecenin sessiz karanlığı gibi korkutucu
Zifiri bir yalnızlık gibi acıtan
Sustukca büyüyen
Hep geceleyin ve ansızın
Aklım fikrime sığmazken geliyorsun..
Usul usul değil,
Bağıra, çağıra
Vura vura..
sessizlik ölüm habercisi gibi değil
yaklaşan kavuşmanın tadında..
dudaklarından dökülecek her fısıltının telaşındayken
adım seslerin karanlık sokakta bir şarkı gibi
ve ben;
yaklaşan o kokunun hapsindeyim..
tek tek toplasam yıldızları saçının teli etmez..
sarıp sarmalasam ayı sıcaklığını veremez..
uzansam güneşin kollarına göğsünün kokusu olmaz..
ahh yar ne etsem de,
senin yerine ne koysam da,
bir pazar kahvaltısında buluşsa ellerimiz..
öyle işte sıradan
ordan, burdan konuşsak
ama görmese gözlerimiz başkasını
hissetmese yüreklerimiz bizden ötesini..
.....:((((