Yüzmek o kadar zor olmasa gerekti
Gölete doğru yola koyulurken,
Hiç biri bu ayrıntıyı dert etmedi...
Alibeyköy barajına komşuydu evleri
Hava bunaltıcı sıcaktı
Çok uğraştın, çok didindin ömrünce
Ucra bayırlar aştın
Uzak tepelere tırmandın
Sert tüyleri ayağına batarken bir dikenin
En çok iki dakika ancak yumdun gözlerini...
Gidişini kabullenmem bekleniyor
İzlediğim belgeseller bile
Subliminal mesajlar içeriyor,
Basbayağı annesinin canını sıkıyor
Uçmakta gecikmiş bir yavru kartal...
Bense uçtun diye küstüm
Toka takardı şiirlere
Şakacı olduğundandı belki
Yahut güzel söz tüccarıydı babası
Ve o bonkör bir mirasyedi...
Balonlar asardı
Ağriceyi iple çektim günlerce
Bir kösküç yetişir çiğdem binlerce
Mahsülü koymaya heybem al aldı
Parlak cizlavutum tek eksik kaldı
Çerçi Nuh Yozgat’tan elbet dönerdi
Yine balkondan uzandı Salih
Bir gülün yanağına sigarasını basacak kadar adi
Ayıp oluyor Emmioğlu derdi Veli
Herkes bilir onun gülleri çocuğu yerine koyduğunu...
Kulaklarından asmıştı Ferhunde tavşanı
Nohutlu Tepesi kervana durak
Eşkiyanın kastı gelini almak
Güzel yengelerin benizleri ak
Eşkiyanın kastı gelini almak
Bilse ki kefenin cebinde pul var
Varlığımı emanet etmiştim ona
O varken hayatımda
Bana ekmek, su gerekmez sanırdım
Hatta demiştim ki "benim dinim, imanım sensin!"
Göğsümdeki tahtta otururken
Göğün tepesinde hayat ağacı
Zümrüdü Anka'nın yeşil otağı
Yedi kat gökyüzü durur altında
Ruhları karşılar cennet yolunda...
Derler ki gezermiş burçlar içinde
Huzur, senin ruhunun
benim gönül salıncağımda dinlenmesi demekti...
Huzur derli toplu bir evdi,
Benim içimde senin zevkine göre döşenmiş...
Okurken kendisiyle okuyucuyu da mısralar arasında koşturan ,yürüten, dinlendiren ,sözcüklerin güçlü podyumunda sesi bazen çığlık bazen gök gürültüsü olan Jaani'yi okumak şefkate dair bir ayrıcalık.
Okurken kendisiyse okuyucuyu da mısralar arasında koşturan ,yürüten, dinlendiren ,sözcüklerin güçlü podyumunda sesi bazen çığlık bazen gök gürültüsü olan Jaani'yi okumak bana çok iyi geliyor.
Şiirin hakkını veriyor