Karanlıkta yürüyorum,
Bir ışık arıyorum,
Tam buldum sanıyorum, yanılıyorum.
Elimde kandil bir gece yarısı.
Yalnız kalıyorum,
Beni saracak iki kol arıyorum,
Ben hatırlıyorum,
Sen unutuyorsun.
Ben seviyorum,
Sen umursamıyorsun.
Ben arıyorum,
Sen cevap vermiyorsun.
Güzel odamın beyaz duvarları:
Bir köşesinde rengarenk elbiselerim,
Bir köşesinde örümceğim.
Duvarlar soğuk, beyaz ve pürüzlü,
Sakin öylece bıraktığım gibi.
Görür, duyar, susarlar,
Çok sevince,
Kaybetmek pahasına her şeyini yol alıyorsun,
Yanacağını bile bile ateşe koşuyorsun.
Çok sevince,
Aşk bir zehir gibi dolaşıyor damarlarında,
Damla damla eriyorsun yana yakıla.
Tenindeki sıcaklığı tenimde hissedebilmek,
İşte bütün mesele bu.
Gözlerimdeki ateşi beynine işlemek,
İşte bütün mesele bu.
Sensizliğimdeki sessizliği sana hissettirebilmek,
İşte bütün mesele bu.
Bazı sorular var cevaplanması gereken,
Cevapları bilinmeyen.
Bazı anlar var yaşanması gereken,
Değeri bilinmeyen.
Bazı sözler var söylenmesi gereken,
Ama hiç söylenemeyen.
Kalakalırsın boşlukta,
Tutunacak pek çok dal olsa da.
Ne yapacağını bilemezsin,
Aklın erse de düşünemezsin.
Onu ararsın her an,
Sonra olursun perişan.
Çok üzgündüm çok,
Çok üzüldüm çok.
Ama öyle güzel şarkılar dinledim ki billur sesli güzellerden,
Böyle bir mutluluk yok,
Böyle bir mutluluk yok.
İnsanlar dans ediyordu durmadan,
Geçmişten anlamlı görüntüler geliyor gözümün önüne,
Çocukluğumdan, ışıltılı günlerden, tanıştığımız zamandan.
Bu sözcüklerin anlamını yitirmemesini diliyorum.
Ardındaki gülüşlerin seni sarmasını,
Yeniden yanında olmayı ve hiçbir şey düşünmemeyi,
Sanki olumsuz hiçbir şey yokmuş gibi,
Biz aynı derenin kurbağasıyız.
Hiç durmadan vıraklarız.
Yeşil, sevimli ve ümitli,
Oradan oraya zıplarız.
Prenses prenses! Neredesin? Gel öp beni,
Her gördüğün dereye sor beni.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!