Hamdi amca çok dürüst biriydi,
Sanki ailemizden bir kişiydi,
O öldü şimdi,
Ama henüz her şey bitmedi.
Özlüyoruz onu her zaman,
Görüyoruz baktığımız her yerde her an,
Eflatun içimdeki saklı renk.
Narin, çekici bir ışıltının simgesi,
Tüllerin içinde dans eden bir kadının gözleri,
Gizemli doğayla yeni tanışan bir çiçeğin gülümseyişi,
Buzun üstünde süzülen bir meleğin esintisi,
Sımsıcak bir öpüşün ardındaki sır perdesi,
Bazen hayatla barışık,
Her şeye alışık,
Bazen de karmakarışık.
Bazen yollar açık,
Her yere uzanık,
Bazen de çapraşık.
Ne güzel bir gün bu böyle,
Dans ediyorum sofrayı toplarken.
Kulağım Mazhar Alanson’da.
Pazara çıktım çok eğlendim,
Alışveriş ettim dünyaları aldım geldim.
Odaya girince kedim miyav dedi,
Ne şiirler yazarım ben bu evde.
Manzara bir şahane, bir şahane.
Yok deniz görmeyen penceresi,
Maviliklere dalıyorum, ne perdesi?
Gemiler geliyor önümüzdeki limana,
Kimi Avusturya, kimi Rusya.
Yalnızlığa alıştın mı bırakmak zor.
Okuduğun kitabın anlamlı sözleri,
Geçmişteki güzellikleri anımsatan,
Renkli deniz kabukları gibi.
Güneşli bir kumsalda sevişmek gibi,
Sözcüklerin içinde uyandırdığı kıpırtı.
Bir kış gecesinde unutmam gerek seni,
Bir bahar sabahında bulduğum gibi.
Kabul etmem gerek ayrıldığımızı,
Bir arada olamayacağımızı.
Seni ne kadar çok sevdiğimi unutmam gerek.
Unutmam gerek seninle dolu yılları.
Hayat tatsız tuzsuz, ot gibi,
Kurumuş bir yaprak gibi,
Dalından koparılmış solmak üzere olan bir çiçek gibi,
Sudan çıkarılmış ölmek üzere olan bir balık gibi,
Hayat yavaş yavaş ölmek gibi.
Ölüm yeni başlayan bir hayat.
Hedeflerin bana çok uzak olduğu bir noktadayım.
Dünse kustum içimdeki tüm nefreti.
Kayan bir yıldız beni neşelendirmişti,
Ama bir kelebeğin ömrü kadar sürmedi.
Yarım kalan bir hikaye, geride kalan bir yangın daha.
Herkesle düşman olarak başladım hayata,
Bir süre kaybettim kendimi,
Karanlık ıssız sokaklarda.
Düşündüklerimin ürpertisi kapladı içimi.
Üşüyorum.
Neden diye sormak,
Aptallıksa eğer,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!