Kuşları da vururlar degil mi?
Göz hizasında
Göğüs hizasında
Ellerle uğurlarlar da
Bağıra çağıra.
Geceye SON DEM
...
Masum kız çocuğum.
Sende ordasın.
Göğüs kafesinin,
En dip,
Bir metro soğuğu vuruyor göğsüme
Sıkıntılı dar mekan havası
Ürpertici bir dehliz sonu
Sesi duyuluyor uzaklardan
Önce keskin rüzgarı hissettiriyor kendini
Saçların uçuşuyor
Yüzsüz bir sabaha uyandım
Biraz düş sancısı
Hiçbirşey görememiş olmamın verdiği bir olmamışlık hissi
İsteksiz bir bavul var
Tutuşturulmuş geçmişime
Biraz erken sabah ayazı
Oysa ben bir sıcak çayın demine yanmıştım.
Bir mendil gibi
Sol cebine tam üstüne
Ömrünün iliğine
Kaderin yoluma attığı ilmeğine işlenmiştim.
Gökyüzüne salınan güvercinler gibi
Geceye SON DEM
...
Arkasına uzanmış
Yılların taksimetresinde
Ne kaldı varacağım yere derken buluyordum kendimi
Sallanan sandalyesinde dizkapaklarımdaki örtümün
Bugünlerde sağ duyum firarda
Insan tarafım yüreğimle kapışmakta
Gider yapıyorum tüm kelamlarla
Sonradan öğreniyorum faili meçhul olduklarını
Kim vurdu...?
nereye varılır bu kayıplarla.?
Geceye SON DEM
.....
Giydim incecik selâ'mı üzerime
İlikledim düğmelerini
Çıkmasın..
Belki bir daha bulamam diye.
Sen çağırdın ben geldim
Sesin uzak diyarların ucu yanık türküsü gibi
Içli ve samimi
Ellerin kızıl toprakların bereketiyle yolalmış
Her dokunduğunda daha bir cüretkar
Bir daha ki nabız atışlarımda.
Birden nasil tuttuysa ellerimi
Akıverdi yuregim
Isındım yüzündeki ince kaçak çizgilerden
Sağa sola bakan istemsiz gözlerinden
Özledim'e biliyorum diyen
Sözlerinden yakınlaştım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!