Gül Parmaklı Şafak Şiiri - Özdener Güleryüz

Özdener Güleryüz
341

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Gül Parmaklı Şafak

Antik çağ söylencelerinin büyük anlatıcısı, Ege’nin ilk şairi Homeros, her yeni günün ilk saatlerinden ‘’Gül parmaklı şafak’’
Diye söz eder.

Homeros’ta her yeni gün, Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos ile başlar. Eos, okyanustan her gün kanatlı dört atın çektiği ışıltılı arabasıyla çıkıp göğe yükselen, rüzgarları, yıldızları ve sabah yıldızını ortaya çıkaran şafak kızıllığıdır.

Ege’de bir başkadır gül parmaklı şafaklar! En güzeli de nerededir bilir mi siniz?

Eni 500metre ile 15km arasında değişen, yüksekliği de, 1160m’ye ulaşan Kocadağ gibi sarp yükseltileri ile ve muhteşem bitkisel örtüsü ile inanılmaz çeşitlilik ve zenginlik arz eden, Marmaris’ten antik Knidos’a doğru 70km uzanan Datça Yarımadası.

Datça da uyandıysanız bir gün gül şafaklı kızıl bir güne, Ömrünüzün şafak öpüşünü almışsınız demektir.

Ege denizini Akdeniz’den ayıran Datça yarım adası, düşük nem oranı, yaz ortasında dahi bunaltmayan iyotlu havası ve denizden esen tatlı meltemleriyle Türkiye’nin güneybatısında ferahlatıcı bir köşedir.

Bu rüzgarlı köşede şafak çoğu kez kıpırtısız bir denizin ve mor dağ yamaçlarının üzerine gül parmaklı öpüşüyle gelir.

Datça’nın bu mucizevi güzelliğine tanık olmak için sevdiğinizle birlikte orada olmalı ve bir şafak vakti erkenden yolara düşmelisiniz.
Eşsiz florasıyla Datça’nın gül parmaklı şafağı hiçbir yerin şafağına benzemez çünkü.

KNİDOS

Bilimin, mimarlığın ve sanat’ın çok ileri olduğu bir kentti, Knidos. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus, Doktor Euryphon, ünlü ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos burada yaşadı.

Doktor Euryphon ve öğrencileri zamanının ikinci büyük tıp okulunu Knidos’ta kurdular. Eudoksus’un geliştirdiği ve dönemin büyük buluşu olan güneş saati, ören yerinde bu gün de görülebliyor.

Ege’nin nerede bitip Akdeniz’in nerede başladığı bilinmez ama görüşlerden biri ayrım noktasının Datça yarım Adası’nın Knidos’un
Kurulduğu bu uç noktası olduğu yönünde.

Ören yerinin en güzel noktası, her iki limana hakim konumdaki Afrodit Tapınağıdır. Şimdi sadece kaidesi görünüyor.
En tepede Apollon tapınağı var.
Dünyadaki ilk çıplak Tanrıça heykeli olan ve Praksiteles tarafından yapılan, Aphrodite heykeli ile de ünlenmiş Knidos.

Bağcılık, şarapçılık ve zeytincilikte büyük gelişme gösteren, şarapları her yerde aranan şehirde birçok şarap üretim ve depolama
Yeri olduğu da biliniyor.

Knidos önce bu gün ki Datça ilçe merkezinin 1.5km kuzey doğusunda, Dalacak burnu üzerindeki Burgaz mevkiinde kurulmuştu. Sonra Yarım adanın batı ucundaki Tekir burnu üzerine taşındı.

Yol boyunca en çok badem ağaçları göreceksiniz. Datçalılar bademlerine toz kondurmuyorlar. Ülkenin en güzel bademinin de Datça da yetiştiğini söylüyorlar.

Çağla bademler Şubatta çıkar normalde ama biz Nisan da tatma şansı buluruz.

Datça da bademi incirin içine koyup fırına verirler. Başka hiçbir yerde göremediğiniz bir tatlı türüdür bu.

SAİT AĞABEY

Antik Apart’ın sahibi Sait Ağabey’i tanımış olmaktan çok mutlu oldum.
Datça adını ‘’ç’’ harfiyle değil, ‘’c’’ ile söylüyor ve inanılmaz bir ege şivesiyle konuşuyor.
Sessiz sedasız mutfakta yemeklerle uğraşan eşi ve kendisine çok saygılı birkaç çalışanıyla kendi işine saygı duyarak ve inanarak çalışıyor.
Sohbetinizde sizi konuşmalarınızdan ve tavrınızdan kısa sürede çözüyor, anlıyor ve bunu da size ifade ediyor.
Gerek duyuyorsa sizi uyarıp hatalı bir davranış içinde olduğunuzu size söylüyor.
Aparta gelen misafirler kuralara uymayan hareketlerde bulunduklarında müşteri kaybetmeyi göze alarak hiç çekinmeden
İfade ediyor.
Her şeyi görüyor. Kontrol ediyor.
Güzel bir bayram sabahının gül parmaklı şafağını bizler bayram namazı için camiye giderken tattık.

Bayram namazından sonra Apart’ın verandasında kahvaltı ederken,
Yan masada cami’nin imamını gördüğümde, Sait Ağabey’in onu kahvaltıya davet ettiğini anladım. Masasında davet ettiği başka ‘’Gül şafaklı’’ sabahı tadan misafirleri de vardı.

Bayram sabahının en güzel kazanımını Sait Ağabey kazanıyordu.

Göz göze geldiğimizde benim anladığımı da o anladı. Gülümsedi.

Datça’nın, cadde ve sokaklarında gördüğüm doğallık, insanların yüzündeki sıcak ifade çok etkiledi beni.

Büyük ulu binalar, çok geniş caddeler, muhteşem ve içinde bir anda on ayrı film oynatılan sinemalarıyla, geniş yeme içme mekanlarıyla, büyük şehirlerin kulakları sağır eden gürültüsü Datça ya hiç uğramasa da gerçek doğal güzelliğini hep korusa ve ‘’Gül parmaklı Şafakların öpüşleri’’ için Datça’ya gelsek hep.

ÖZDENER GÜLERYÜZ

Özdener Güleryüz
Kayıt Tarihi : 20.12.2010 09:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Datçaya gelsek hep. Uzak kalsak değerbilmezlerden.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Özdener Güleryüz