Tuna boyunun gülü, hasret hasret kokarken,
Akma Tunam akma dur, gözlerimden yaş olup…
Balkan dağları hüzün peçesini takarken,
Esme rüzgâr esme sus, gönlüme telaş olup…
Akınlardan hatıra türkülerle ağlarız,
Beni Yusuf eyledi,
Yâr Züleyhâ Züleyhâ…
Sustu, sonra söyledi;
Sır Züleyhâ Züleyhâ!
Bulut oldu gözleri,
Güvercinlerin gözüyle baktım âleme,
Beyhude dolanırmış cân; kahr-ı eleme...
Su lisânıyla konuşur, duyar isen dil;
Âzâbı biter mi gönlü kırıkların?
Nesli tükenir mi bu hıçkırıkların?
Tükenir sanma yâr, ecel gelmez ise!
Bahtı hep karadır; gönlü yanıkların…
Deli gönlüm bilmece,
Usul usul çöz beni…
Firar eder her gece,
Görse neyler, göz beni?
Uyku bilmez düşlerim,
Sen değil misin beni alev alev kavuran?
Âh yâr sen değil misin, elden ele savuran?
Hırçın dalgalar gibi gönül kıyıma vuran,
Bu ebedi hicrâna salan sen değil misin?
Cânânımsın şüphesiz, cânımsın cândân öte!
Aklımda, unutmak mı, ne mümkün ya efendim!
Zehroldu benim’çün bu, bütün dünya efendim!
Ellerde murad alma, elin ömrü yarindir,
Yaş doldu gözüm işte, taşan derya efendim!
Kitapların dünyası keşfedilmeyi bekler,
Bazen bir tek kitapla şifa bulur yürekler…
Raflarda bekleşirken melûl mahzun kitaplar,
Okuyanın gönlünde açılırmış çiçekler!
Vuslat deyu deyu inliyor Ney’ler,
Rüzgâr ağlamakta, duyuyor musun?
Zindana döndü yâr, şehirler, köyler…
Ben uyumadım, sen uyuyor musun?
Devrediyor zaman, sensiz bîtâbım!
Dağlarınla, taşlarınla;
Gökte uçan kuşlarınla…
Baharınla kışlarınla,
Sen benimsin Anadolu…
Coşkun akan nehirlerle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!