O gün bugün gide gele, yâr aramaz sormaz oldun
Kaşı kalem gözü derya, bensiz kalkar yürür gider.
Sesine yüzüne hasret, kaç yıl tutuştum kavruldum
Gözümde takılı kaldı, kaç gece hüzne boğuldum
Tutamadığım gözyaşım, seni andıkça savruldum
Yok olmayan bir şeyler var,
bioenerjim/evrende kendini bilerek
ve tanıyarak,
sürekli bilgi edinip gelişmekte,
hiç yaşanmamış bir hayatın hıncı
tıpkı yağmur damlalarının,
O kadar soğuk, kopuk
Yanan ateşlerin içinde
Acımasız bakışlar,
Kaçışlar arasında
İçerde başka bir ülke var sanki.
Deniz. Deniz.
İçindeki mavi çocuk
Sensiz geçen bu bayramda
üzgün ve yalnızım.
Umut ve hayalimi zihninde tutan
Günler aylar, yıllar içinde
Umutla besleyip terkedemediğim
Anın heyecanını, şefkat duygularını
Bırakamadım çekip koyup gitse de…
Sensiz gecelerim dem vurmuyor serde
Gözden uzak seni seçemem bende
Çıldırabilmek an her şey mümkün elde
Sen benim canımda, yarına kavuşturan.
Sen benim ay yüzlüm, candan öte gül bahtım
güneşli bir öğle üzeri
güller ve papatyalar ekili
küçücük bahçemde,
sıcak bir sevgi, kabul gördü
büyük bir titreşimi senden aldıkça.
belki nazdır
belki sihir
belki alışılmadık bir sızı
belki bencil bir düşüncedir
ikimizi ayıran.
Kalbimde açan mor beyaz çiğdemler
Bahçemde her geçen dolan sümbüller
Yürüdüğüm sokaklarda nergisler
Bir çığ tanesi gibi büyür günde.
Dünya dönüyor, gece ay tutulur
Ben kendimi görecek halde değilim
Ne zaman kalabalıklardan bunalsam
Yalnızlığın kuytu sahillerine çekilir
Sessizliğin kalbine doğru yol alırdım.
Kendi hal ve dereceme uygun
AKSARAY'IN BÜYÜK ŞAİRİNE, Dünya Şairler Birliği grubundan dosthane bir çağrı:
Gökmen Yılmaz Erdem hoş geldiniz ama geç geldiniz :) gündüz yayınevi şairlerine dokundurma
Kusura bakma, senin kitaplarını zevkle okudum. Onun için sana biraz dokunacağım :) Bir okur olarak hakkım.Tabi senin ...