Seni kalbime alsam
bir köşesinde sen
diğerinde ben olurdum.
Sevgimi sana yazsam
elim ayağım dolaşır
dün gibi hatırlarım
açık bırakılmış pencereden
içeri giren iğde kokuları
beni benden alan duyguları
sana getirdi
çiçeklerinde rüzgâr ferahla
Bir kaç gündür, sırtımı bir dağın eteğine yaslayarak
Karşı tepelere bakarak düşüncelere dalarım...
İlk aklıma gelen duygular, kendine özgü tuvalinde
Boşluklarını doldurmaya güç yetiremez, yetiremez
Olmadık şeyler aklına gelir hatta kolu yetişmezse de
Kalkıp güneşten bir ateş parçası almak ister
Ürkünç bir çalkandı sözüm, içinde kaynaşmayan
Nabza göre şerbet, ağza göre lokma sunmayan
Ruhum sevgili olarak, bir bakışı olmadı
Ve seven sevdikçe sevildikçe yücelen insan!
(Taptuk Emre/24.01.2008)
Çok dert edindiğim yerli yersiz endişelerim
Hayatıma bu kadar kolay girmemeli daim,
Her nere de olursa ve her nereye gidersem
Hakkıyla zamanımın değerini bilmeliyim.
(Yeşilova/24.01.2008)
Koyu renkler içinde
İnce bir sızı aldım
Acı kırmızılarda
Eksik bir aşk yaşadım.
Kaç kez bazen duymasam
Kimler sevdi beni, ona buna varmadım
Gözümün ucuyla şuna buna bakmadım
Üçe beşe aşkımı ucuza satmadım
Senden başka hiç kimseleri göremedim.
Gide gele sardı yârim aşkından beri
Kederin ilmik ilmik dokunduğu,
Bitmek bilmeyen nice gecelerde,
Derin sızılara sebep,
Ne çok haksızlıklar konuşur!
Gözlerim kapalı daldığım
İçimizden evinin her santimetrekaresini oldukça okşamak isteriz. Kısa sürede yakınlığından, iç içe oluşundan adapte olunur işine evine. Elif’te bu duygularla baş başadır artık. Üstelik hayatında hiçbir duygusal ilişki yaşamamıştı o güne kadar. İç çekişmeleriyle çalkalandı durdu yüreği o günlerden beri. Tasavvur edilmeyen bir ezikliğini yaşadı çocukluğundan bu yana…
Elif evliliğe adım atmakla beraber, sevinç ve heyecan dalgasıyladır baş başa. En son gelinliğini giyip evinden çıkacağı vakit annesinin sözü aklından hiç çıkmaz:
—Bak kızım gözümün nuru gibi baktım sana, elimden geldiğince ayırmadım, kendi evladım bildim seni, öyle kabul ettim. Ama artık gelin gidiyorsun evine yuvana giderken bil istedim! Der.O zaman Elif annesine sarılır. Biliyordu ya bunu böyle duymak ne zordu.Babası peşin sıra gelir gözleri dolgun olarak:
—Kuzum sen bizim kızımızsın aklına bir yer gelmesin emi! der. Ama dışarıda Ömer baban var istersen onunda elini öpte çık, ne de olsa baban der. Ömer babasıydı, yeni karısı istemediği icin, onu büyüten annesine veren adam. Öğretmendi hem de, abisin ide başka bir ailenin yanına vermişti. Sonraları onu da başka birine verdiler bakmaları için.
gün hâlâ aydınlık
ışıklar ışıklar içinde
gözlerden uzak yine bu gece
ufku sonsuza açık
bir çocuktan kapalı
seranatda ' sen ' varken,
AKSARAY'IN BÜYÜK ŞAİRİNE, Dünya Şairler Birliği grubundan dosthane bir çağrı:
Gökmen Yılmaz Erdem hoş geldiniz ama geç geldiniz :) gündüz yayınevi şairlerine dokundurma
Kusura bakma, senin kitaplarını zevkle okudum. Onun için sana biraz dokunacağım :) Bir okur olarak hakkım.Tabi senin ...