Talihsiz olanların sınıfında
Kirli bedenin içinde
Işığı sönmeyen mücevherler yatar,
Bu beden öyle bir bedendir ki
Beden içindeki ‘ruh ‘ öyle bir mücevher ki
Ruhla beden artık ayrılmıştır,
Bugün alışılmış saatlerde
Sevincimden yerimde duramadım,
Kalbimin en görkemli odasından
Atladım şu yamacın kıyısına.
Batan güneşin ardından gökyüzünde
Geçen zaman içinde
Bir umut yaktım güne.
Duru ışık altında
Aşkın, tam içerimde
❤ ★ Barış Zamanı
Suskunlu esiri cümlelerim
herşeyi içine atamaz oldu
elimde gül,
düşümde insanlık,
Öylesine mutlu ve şımarık
Güller açar gönlüm aşktan yana
Sarmaz artık beni şu yalnızlık
Güneşi aldım duygularıma.
Ey garip ceylanım
dil susar gönül söyler
o garip bakışlarınla.
masum yalnızlığın
tıpkı benim gibi
yalnız adam.
Sevgili leydim bilsen, her ne zaman geriye dönsem
Umutsuz umarsız özlem alır beni sersem sersem.
Durgun ve tedirgin edici bugüne inat kovsam
Tutuşur elde değil bilebilsen yâr, ne yaparsam.
O gün bugündür
Sen gittin gideli sevgilim,
Bir gün içinde
Ne kadar çok olay yaşadım
Ruhuma derin bir hüzünle sinen
Bu sonbahar akşamlarında…
kendine duyduğu güvende ışıldayan yüzün
kendi gözümün önünde canlanınca,
aşka gönül veren yüreğim şaşkın bu işe,
bir ikilem içinde bırakıp gitmedi gitmedi
aklı fikri sürekli sende ya,
her sabah güne seni tekrar görmek için
Feleğin çemberinden yürüdüm
Nice kol kanat gereni gördüm
Zengin, fakir insan kılığında
Gelen giden hikmeti düşündüm.
(Yeşilova/08.01.08)
AKSARAY'IN BÜYÜK ŞAİRİNE, Dünya Şairler Birliği grubundan dosthane bir çağrı:
Gökmen Yılmaz Erdem hoş geldiniz ama geç geldiniz :) gündüz yayınevi şairlerine dokundurma
Kusura bakma, senin kitaplarını zevkle okudum. Onun için sana biraz dokunacağım :) Bir okur olarak hakkım.Tabi senin ...