Adam çiftti, adamın yanındaydı.
Adam tek kaldı, kadın gitti yanından.
Adam konuştu, kadın sustu.
Adam anlattı; kadın duymadı.
Adam ağladı; kadın kısa kesti.
Adam sustu, kadın konuşmaya başladı.
Rakamlarla aram iyi değildir.
Mavi önlüklerden sonra ilgimi kestim,
Üç iyidir mesela
Sonra yedi gelir.
Güzeldirler ve adamdırlar.
Bıyıktır o zamanın kemiği;
Bardakta köpük köpük, güzelliğin!
Savurma saçlarını, sana kızgın değilim.
Bir gün mayhoşlar cennetinde buluşuruz.
Ben, hafiften kırılgan,
Sen, başka alemlerde.
Kızgın değilim sana,
Ben bir ölüyüm dünya üzerinde.
Kanatlarım kırılmış
Gövdemi parçalara bölmüşüm.
Kanlı bıçak mı?
Yoksa mahşer mi?
Yüzümün yarısını göremiyorum.
İnsanoğlunun eseri nankörlük,
Bir kıyıda sessiz yürüyor gemiler.
Eski gözyaşlarımın arası alabora
Kambur sırtım belirginleşiyor,
Elime aldığım kalem, en güçlü özgürlüğüm.
Bir geminin dört mahşer atlısı;
Dilindeki kusursuz Türkçe,
Gözlerinde beslediğin hayat,
Söyle, beni kendinde ne zaman yarattın?
Aştan yoksun geçen bilmem kaçıncı gecede,
Bulutlar gecenin sessiz şahidi,
Canımdan gittikçe her saniye,
Çam kokusu sararken bu şehri,
Demiri oldum yalnızlığın.
Etrafımda farklı maskeler takmış insanlar,
Büsbütün yol bu geçtiğimiz,
Bilmiyorum, beyaz güvercinlerle mi süsleriz.
Kaybolur muyuz yoksa akıp giden sokakta?
Bir şeylerden bahsetmeli,
Bir şey yapmalı.
Bana güneşin coşkusu lazım, güneşe sen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!