Mutluluğun geçmişte kaldığını sanırız
Sürekli geçmişe dönük yaşamamız bundandır
En güzel anıları
Geçmişin tozlu sayfalarında aramamız bundandır
Oysa geçmişteki mutluluklar yıldızlar kadar uzaktır bize
Pencereden bakacağız dışarıya üşümeyeceğiz
Bir fikrin kıyısından, tam ortasına düşeceğiz
Farkında olmadan koşturacağız sağa sola
Anlayacağız ki, ölmeden verilemeyecek mola
Gördüğümüz her şey gölgelerde yaşayacak
Gölgeler doyacak güneşe, güneş solacak
Gurbetlik zordur üzer insanı
Sıla çeker gurbetin gamını
Analar, babalar, kızlar hep bekler
Gelmeyenler, dertlerine dert ekler
Her bayram gözler bakar yollara
Ağrı başlar, baş yaslanır kollara
Kırk Haramilerden çalıntı güzelliğini,
Acılarla katranlı gönlümde saklıyorum.
Ak gerdandaki elmasların değerliliğini
Güzelliğinin mihenk taşıyla tartıyorum
İskender’in ordusu gözlerindedir
Bir kalbi fetih emri, sözlerindedir
Gözlerin çölde gördüğüm seraptır
Gözlerin yoksa gönül evim haraptır
Ha gelmişsin ha gelmemişsin
İkisi de aynı ne fark edecek.
Gelişin su, gidişin şarap
İkisi de içilir ne fark edecek.
Nerede kaldı gençliğim
Hani, nerede bahar
Nerede güller ve tomurcuklar
Hani, nerede yar
Nerede simsiyah saçlar
Sen gidince, içime damlar hüzün
Sen gidince, hasret kokar özüm, özün
Sen gidince, yüzümde yüzün
Sen gidince...
Sen, buzdan oyulsan
Gün ışığından mahrum kuytularımda
Saklarım seni mutluluk nöbetlerim boyunca
Sen, buzdan oyulsan
Kırk haramilerin hasis gözlerinde
Ay ışığının solduğu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!