Mısraların arasından koşarak geldim.
En zor kafiyeleri yoklayarak geldim
Bin bir şiir yazmıştım,
En güzelini sana saklayarak geldim.
Elime kırmızı gül alarak geldim.
Denizi yarıyor balıkçı tekneleri
Uykuları bölünmüş tayfaların gözlerinde
Geçim derdinin bin bir zorlukları
Büyüdükçe büyüyor dalgalarla kardeşçe
Unutuluyor geçen her günün verimsizliği
Daha bir umutla sarılıyorlar işlerine
Ben seni aşkın bütün halleriyle sevdim
Seninle yaşadım aşkın her halini
Ben seni yalın halle sevdim
Bütün doğallığıyla sende yaşadım aşkı
Nice depremler yaşadı ruhum
Yıkıldı bir bir tahammül kaleleri
Geride her şeyinden soyunmuş
Çıplak bir benlik kaldı
Her şeyini yitirmiş bende
Yaralı bir ben, arta kaldı
İnce ince bir kar yağıyor
Dün akşamdan beri
Kaplıyor beyaz bir sessizlik
Yavaş yavaş her yeri...
Ağaçlar yaşlanıyor,
Çocuğu kanatlandırdı martı gözleriyle
Kaf dağına doğru uçuruverdi
Arkalarından bir nehir boşaldı denize
Gülümsedi deniz çocukça bir muzurlukla
Esen rüzğarın elinde bir zenci çocuk
En az diğer uçurtmalar kadar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!