Ellerin beni sıcağından yüreğini avuçladı. O an soluğunu çekmişti yaşanmışlık. Anların hülyasında gözlerine bakamıyordum kalakalmıştım.O, gözlerine alışan alışagelmişliğim,sonranın veda korkusundan,zayilerini sensizliğin ışığına sundu.
Yalnızlığın suni bahçesinden gül kopardı kendisini.Laleler attı önüme hayat.Bir ilk baharla yetinmek içinse gül ağladı, sevdası kurumadan ve kavuşmanın reçeli yapılmadan.
Hiç kimsenin yaşayamadığı ayrılık davasıdır içimizde volkanlaşan…Atlas gülüşlerin, yeni haritaların somurtularında mutsuz bir dağ yaptı.Dağlanışım,ağlayışına özdeş hatta sensizliğim acılarını çok çok katladı.
Suskun öpüşlerin kanatır,öylesine bakışların ,sessizliğin,birden unutuşun biriktirir içimde ahlar.
Ak güller açar içimde, senin iksirinin kokusu sızar yapraklarına.
Seni benden koparan anların dalları uzar, gitmişliğin leyleği yuva yapar.Tek teselli o işte… Hani belki bir gün bu leylek yeniden asıl vatanına döner.
Az dinle desem sesimi, içindeki yıkık kentler yıkılır mı üstüne.
Seni onca seven anlatılmaz sevgilerin kül adamı,ses veriyor dinle biraz,son türkümü okuyacağım ağladığım,yakıldığın Fırat sahilinde.Küllerinden arınmadı şiirlerim, vicdanım,yaşam ceninim. Büyüyorsun özlem anasının karnında.Yarın gelmeye doğacaksın.
Seni seven,sensiz yaşamayan kışın Lordu olsam, kömürüm olur musun ömrüme? Unuttuğun soğuk paylaşımlar adına yüreğimde emsalsiz,tanımsız, anlatılmaz,bensiz varılmaz aşk vadisi olur musun? Geçilmezlerin hemzeminlerinde bütün demir kafeslerini seninle geçsek,hızlı tren gelmeden…
Açsak sevginin kitaplarını, bitaplarla,hitapların masallarını uzatmadan eski bir yalanın bilinmezliğinde okunsak göz göze,dize dize,söz söze…
Bir solukta okusak aşkı,bir nefeste kavuşsa her özlediğimiz.
Dönüşü olmayan , dünü olan, anısı olan, geleceği olan yeni asfaltlanmış geliş yollarında benimle gelir misin?
-Terk edilmiş zamanın bitirilmiş akrebinde yellerinle, ellerinle, sözlerinle,yelkovanınla,ahınla,beni unutuşunla vurma.
Zaman her zerrenin ilacıdır.Dirhemlerimde zem suyu akar, ben kutsi bir özleyişin hep bayramıyım.Sense resmi bayramlarda kullanılan aşk dilisin şimdi.
-Beni unut, yeni bir hayat kur, benimle yeniden olmaz.Bu ay ki maaş bordrosuna bunlar da ekli resmiyem.
-Bu aceleyle dönen, çıkar ağının ecelinde insan harmanı içinde yalnız sen yaralı değilsin.
-Evet, cilalı taş devrindeyiz yan yana olmayınca,bir taş buldum, yüreğindeki taşı da getir sürtelim.Yangınlara ihtiyacımız var gülüm
Bir çağı daha atlatırız böylece, maden çağına geçelim senle, yalnızlık dağımızda her madenden varmış.Ama senin yüreğindeki tutku madenini buldum.Hızla gelişiyor aşk çağlarımız.
-O madenden bir aşk yaptık, bir ömürcük yaşadık.Şimdi tut ellerimden gel buluşma mağarasına. Mağaranın girişine seni çizdim, seni yazdım.Yazı bulundu yazgımızda.Yazıyı buldum, yazgımızı buldum, buluşlarımız ilk buluşmamamızı sağlar.
İlk çağdayız, ilk andayız, ilk kez göz gözeyiz.Yeni bir çağdır içimde unutulamayan. Artık yazabiliyorum sensizliği…Bu çağ çok uzadı gülüm.Kelepçelenmiş ve Nemrut ateşine atılmış yerli bir acının İbrahim’iyim... Hüzün tiktaklarında tümle beni ya gelişinle, ya da gidişinle.Evin ortanca oğlu olarak hala ortaçağındayım.
-Yalnızlık çare değil içimizde onca amaçlar, sevgiler, utkular, aşklar varken büyük isyanlara. Yürek yurdundan yetişen baharatlar, kahveler,yeni yeni şeyler için bir de bensiz kalan Kudüs haline “ Haçlı Seferleri düzenledi ali kavuşmalar.
- Beni senden kimse alamaz, aslım, neslim Selahaddin Eyubbi.
Seninle aşk olan, nur olan, şan olan, bütün sevenlerin,acıların kıblesi olan Kudus ‘ünü kimseye yar etmeyen Selahaddini Eyubbim bilesin yaralım.
İstersen, ruhumla paklanan, pişmanlığımla pişirdiğim,sözlerimle sonsuz kıldığım, her yeri senle nakışladığımı aşk sarayımızı ellerinle yık,sığdır yaşamı içine, kal orda.Bensiz mutlu olacaksan, mezarımı kazayım oraya.
-Mezar taşıma bari yazıver, “bir zamanlar benimdi” O beni unutmadı, ben unuttum.
Kavuşmamızın yoksulluğundan, yüreğimizin varsıllığından, yaşama sabırla aktığımız bütün akışlarda sence,insanca yaşamayı seçmenin sınırındayız.
- Bir ucu dağlarda, bir ucu masallarda,bir ucu kavuşmaların imkansızlık uçurumunda olan belki bir günlerin emrindeyiz.
Bir düş ırmağı akar, bir ay parlar sensiz gecelere, bir güneş kavurur ayrı kalışları, dualar artar avuç içlerimizi özetler anlarımız.
Sen ki, yazma damarımı bulutsu rüyalarla ve gizemli masallarla donatırken, huzurumun anlarında kıpkızıl güllerin açar.Hiç söylenmemiş sözler akar, sana..Beni sana anlatır her cümlem.
- Beni sensiz bırakma, beni bensiz bırakma yaralım,yaşam tuşlarından her sözcüğüm yürekten döküldüğü sevda kevserinde su da izlemeli yansıyışlarmızı. Her damlası bizi berrak bir geleceğin hikayesinde anlatmalı.
- Billur bir özlem, kirlenen gönüllerin iç hesaplaşmalarını da kapsayarak bizi ilk günkü gibi özerk anlara taşımalı yaralım
Kayıt Tarihi : 3.9.2009 14:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!