“Gel…”
– seslenişin eşiğinde bir şiir
Gel...
Adını unutan bir rüzgâr gibi değil,
Unutulmamış bir dua gibi gel...
Dilin ucunda düğüm olan kelime gibi,
Sırtını yaslayacak bir yürek gibi... gel.
Öyle bir gel ki,
Güller açtığına utanıp
Kapanmak istesin dalında...
Yollar, seni geçmedikleri için
Kendi asfaltlarına küssün.
Ana rahmi titreyip,
“Ben bu doğumu eksik yaptım...” desin.
Gel...
Çünkü ben seni yazmadım,
Ben seni yazılırken içimde izledim.
İçimdeki çığlığı susturamadım.
Ve Aşık Veysel,
“Ben gözsüz de gördüm...” dediyse
Ben sensiz de sevdim...
Ama gel.
Gel ki,
Adını ellerimle kazıyayım zamana.
Gel ki,
Seninle yürüsün ardımızdan zaman...
Güller…
Sana açmayalı utangaç.
Yollar…
Sana varmayan tüm adımlarını inkârda.
Ve ben…
Ben, kimsenin tanımadığı bir “sen”i
İçimde büyüttüm de
Hiçbir doğuma konduramadım adını...
Ne bileyim...
Bir “gel” var içimde,
Bin “gitme”yle boğuşuyor.
Kendi gözyaşımı
“Yağmur yağıyor...” diye sakladığım çok oldu.
Ama sen gel...
Hiçbir “olmasaydın”,
Bir “olduğun” kadar anlamlı değildi hiç.
Ve öyle bir "gel" olsun ki,
Sadece senin duyacağın bir nida değil...
Evrenin bile durup
“İşte aşkın dili budur...” diyeceği bir çağrı olsun.
Gel.
Anlamın, adımın önüne geçsin.
Gel.
Bir şiirin kenarına...
Bir cümlenin sonuna...
Gel...
Kendini bende bulmaya...
Benimle, kendine gel...
Gel…
İşte, yine gidersin.
— Huri Çalışkan
Huri ÇalışkanKayıt Tarihi : 28.5.2025 17:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
《 bil ki hep sevgiyle 》
Ey ! Ötelerden duydum da,geldim
Sevgimle çok,kutlarım. :))
Bilirim,hep sevgiyle..
duyulmak istendiğinde seslenilir, hoş geldin, Mavinin İzi...her zaman olduğu gibi
bilinmeli, daimîlikle, sevgiye dair olanı.
TÜM YORUMLAR (2)