aşkın kıyısında durmuşum
gözlerime yerleşmiş gözlerin
butun sözler söylenmiş sanki
sessizliğim ondan ondan susuşum
kalbimi ararken buldugum
neden gözlerinde yılgınlık
dudaklarında mühür
ateşler mi söndü
dindi mi fırtınalar
soluyorum..soluyorum yar
neyleyim suyu,güneşi neyleyim
yogun yagis bekleniyor gozlerimde
aglamaya musaitim su siralar
gozlerimden akan her damlanin
bir hikayesi var
acitmadi hic bir ayrilik...
ellerimde biraktigin yalnizlik kadar
gideceksen,
kal demem biliyorsun.
istemem de dönüp arkana bakmanı
unut beni..
yaşamamış...yaşanmamış farzet..
ya da bir sabah uyanmışsın da ölmüşüm..
Masada bardaksız bir çay tabağı
İçinde yanmış bir kibrit
Ve külleri
Kenarında duran sigaranın
Bir gariplik çökmüş üstüne
Ne varsa geride bıraktığın
dünyada en zor olan seni sevmek işi olsa gerek
üstelik böylesi uzaktan
ve habersiz
kimsenin ruhu bile duymadan
hayaler kuramadan sana dair
dünyanın en zor işiymiş seni sevmek
bu kaçıncı sigara içtiğim
bu kaçıncı yemin ettiğim
artık yetmiyor bir kibrite bir siğara
aynalara baktıkça
ağlıyorum her defasında
bir çizgi daha ekleniyor sanki şakaklarıma
taş kalpli değilim
zannetme taştan yüreğim
sevmeyide bilirim sevilmeyide
sevdanın hançeri yüreğimde
gülmeyide...
her an ıstırap içinde yanmayıda bilirim
Penguenlerin bile üşüdüğü
Kutup rüzgarları esiyor etrafımızda
Oysa gözlerin mavi
Yüreğim sımsıcak…
_güniz'e ithaf olunmuştur..
hoş geldin demek geliyor içimden..
yeniden hoşgeldin..
geçen gündü;
gideceğini sandım
merhaba sayın sarı ben sivas cumhuriyet üniversitesi güven tanışıyormuyuz