''hikayesidir terkedilmiş
çocukluğunun...''
sevişmek için değil..
sevilmek için kendinden soyunduğun,
bir birlikteliğin sancısını çekiyordun...
''mavim..
gümüşüm...
deniz kaçkını serkeş özgünlüğüm..
korkuyorum,bu gece
sen gelmeden gelecek
benden maviler silen ölüm..''
günlerden bir gündü..
gecelerden bir gece..
herhangisi
-hangisi? ?
benim de bilemediğim..
belki kimsenin bilmediği..
zamanın işkembesinde
eriyiverdi yüzün...
oysa çıldırmış atlar koşturmuştuk
rüzgara karşı
terkedilmiş obalarda seviler soyunmuştuk
uzak dur şiirimden,hemen git!
oyalama artık beni eğleme..!
şeceresi defolu yeryüzümde,
kalemimden kusulmalı artık işkence!
git! şimdi git şiirimden beni tüketme!
katrana bulama kağıtlarımı,
hep kalanların türküsünü dinledik,
kırık radyolarımızda..
ve hep onların kanlarıyla boyalı şiirlerle acıttık,
gecelerde yalnızlığımızı..
gidenler de kanardı oysa..
yani kalmak kolay olsa;
ey asi başım!
ardalanda tutunacak yer kalmadı bak sana..
başkalarının pençeleri;
ilmek ilmek..sicim sicim..
kırılgan boğazında..
düşünmekle başlayacaktı herşey..
sonrası meşguliyet..
sonrası kir-pasak..
çivili yatak sonrası..
şimdi gözlerinin
selamlar sevgili şair... görüşmek dileğiyle...