Atatürk’ün sesi,
Yankılanır sınıflarda.
Cumhuriyet öğretmenleri,
Atatürk olur kara tahta başında.
Atatürk’ün nefesi,
Her On Kasım sabahı
Tiz bir ses inletir hüzünlü sokakları
Saygı duruşunda süzülür yanaklardan
Yürekten akıp gelen minnet gözyaşları
Onu anlamak için önce tanımalı
Oturduk birlikte
Ben ve düşlerim...
Yanımıza alırdık seni de
Olmasaydı ansızın gidişlerin...
Karanlıklar yok olsun,
Her yer sevgiyle dolsun.
Bütün dünya halkları,
Huzurlu, güvende olsun.
Savaşlar artık son bulsun,
29 Ekim geldiğinde,
Güler, neşelenirim.
“Yaşasın cumhuriyet!”
Diye çarpar yüreğim.
Bayraklarla süslenir,
Savaş meydanlarına at sırtında,
Trablusgarp, Çanakkale, Sakarya’da,
Vatanın her karış toprağında,
Cesaretimle ben, Atatürk’üm.
Çadırımda, hasta yatağımda,
Ne tenimin rengi ne de giyimim,
Saçlarımın biçimi ya da gözlerim,
Değiştirmez bu hiçbir şeyi,
Çocuğum ben, sen gibiyim.
Keşke toplasam tüm oyuncakları,
Milyonlarca çiçek varsa
En güzeli sensin annem
Dünyada güvenli tek yer olsa
Orası senin kollarındır annem
Arkadaşımsın oyunlarda
Ben öğretmenim,
Ürünü insan olan
Geleceğe ışık tutan
Kimi güldüren kimi düşündüren
Öğrencilerini evlat bilen
İşte o benim.
Duydum ki beni sormuşsun dün
Nerelerdeymişim, ne yapmaktaymışım
Merak ediyormuşsun beni
Oysa her şey aynı gittiğinden beri
Yani bilmediğin gibi...
Yine kitaplar var başucumda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!