Yalnızdım, yapayalnız odamda
Ve zaman!
Soluğa karışıp geldi kapıma
Kapının altından usulcacık süzüldü
Bir tatlı esinti odama
Dışımdaki acıyı içime çekemeyen
İçimdeki acıyı dışarı atamayan
Her iki acıya da engel olup
Acı çektiren beden
Öyle zalimce örür ki duvarını
Acır bedenimi her gören
Tüm yaratılmış insanlara
Hayvanlara, dağa, taşa
Nice aşk şiirleri yazsam
Sığmaz aşk yaratılmışlara
Yaratılmış ne varsa
Gece tüm ihtişamıyla serilmişti yere
Işıklar yerlerini bırakmıştı gölgelere
Renklerin hepsi bürünmüştü grilere
Korkunç karanlığın ortasında
Yüzlerce gri renk arasında
Bir gün Güneş ulaşır kabuğuna
Sarar seni ışık, can verir yapraklarına
Güneş’i aradıkça aşkı bulursun
Bulursun ışıkta kendi benzerlerini
Düştüm!
Uzattın ellerini...
Tut beni dedin
Kalkarken bana güç verdin
Senin sürekli acıyan elin
Senin bana yaşattığın acıyı
Ben sana yaşatamam
Çünkü seni seviyorum
Senin gözünden akan gözyaşı
Dökülür kalbime;
Anlamsızlık çemberinin içerisinde
Anlam çemberinin dışındayım
Anlamsızlık çemberleri
Anlam zincirlerinin halkaları olmuş
Herşey ve hiçbirşey
Azdan çoğa çoktan aza
Bir yelkenli misali
Savruluşlarımda
Sürüklediğimdir sevda
Sürüklendiğimdir uçlarda
Oysa ben sana yaklaştıkça
Ben kıyı, sen deniz
Ben katı dururum, neşesiz
Oysa beklerim seni, sessiz
Sen coşar dalgalanırsın
Bir bana, seni bekleyen kıyıya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!