Bir testiyim suyla dolmuşum
Okyanusun ortasında boğulmuşum
Kendi ağırlığımdan utanıp
Dibe vurmuş, kaybolmuşum
Yok mu kapağımı açacak
Beyaz atlı prensken git
Atlarını güzelce eğit
Güneş arabasını sür
Ateşlerden geç, hür
Alevden saçlarınla gel
Sarhoşum dostlar, sarhoş
Fıçı fıçı şarap içtim
Hayyam’ın şarabından
Mevlana şarabından
Sarhoşum, dostlar sarhoş
Simurg uçtu, boş kaldı kafesi
Aşkı kazandı, yenik düştü nefsi
Uçarken kaybettiği yolun her karesi
Kazanç yolu oldu, durdu nefesi
Simurgun yüreğinde hala yanar ateşi
Sonsuz, lacivert gökyüzü
Dolunayı cömertçe sunmuş
Sonsuz, lacivert denizin yüzü
Pırıl pırıl yakamoz olmuş
Bir yıldız kayıyor
Bir çiğ tanesiydi ölümün
Baharın kolları müjdelerken Güneşi
Işıktı geleceğin
Mezarın bir kuş kanadı
Berraktı havadaki nem
Sendin o giden
Ve işte susuyorsun
Beklenen karanlık
Gerçekten çok soğukmuş
Oysa ışıklar...
Ne güzel yanıyordu
Bir tek yolcu yoktur ki
Tasasını yüklensin
Dosdoğru asa gibi
Yerden göğe şekillensin
Ucu kırık ahşap asa
Kurt aynı anda yiyemez
Bir elmanın iki yarısını
Bir yarı çürürken
Diğer yarı sağlam kalmalı
Kurt sırayla gezerken
Her iki yarıyı
Yedi kıta birbirlerine
Yüksekteki köprüyle bağlı
Köprü keskin ve ince
Kademeli, narin yapılı
Dünya’dan geçen yolcu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!