bir kıyamet yangın yeridir ki aşk, hep koyu sıcak ve çırılçıplak
ya gecenin davetkâr havasında, nedendir bu kimsesiz üşümeler,
anlayalım mı niçin titrer yıldızlar,
birbirlerine uzaktan bakarak.
.....
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Yine bir Çeştepe klasiği...Kelimeler kurşun gibi vurup delik deşik ediyor insanı...Dizeler bitmesin,şiirin o derin hazzı tükenmesin diyor yürek...Tebrikler Cevat Bey,saygımla.
Kalemin vurucu yazısı,çok güzel benzetmelerle şiiri yine süslemiş. Mükemmeldi, kutlarım. Saygılarımla...
Kavuşmak bazen yıldızların fırtınası ise kopsa keşke hep fırtınalar....şiir okumanın keyfiyle saygılar..........asena
Olağanüstü bir söylemle bambaşka bir uzamda yolculuğa çıkarılıyorsunuz.
Ve bir okur olarak şiirin bu özel çoğrafyasında nefes kesici bir şekilde bir başınıza geziniyorsunuz.
Şair,ele aldığı devasa gelişmelerle doğrudan bağlantılı şiirde sezdirilen öznelerin/nesnelerin yaşamlarını da büyük bir ustalıkla anlatıya monte ediyor.
Bütün parçaları ,takımları özgün bir gemide deneyimli bir Kaptan'la birliktesiniz.
Zamanın ruhunun nasıl yakalandığını görmektesiniz değil mi?
Kutluyorum Efendim;şiir'i/ Şair'i.
Erdemle.
bir kıyamet yangın yeridir ki aşk, hep koyu sıcak ve çırılçıplak...Üstadımızdan alışılagelmiş güzellikte bir şiir. Tekrar tekrar okudum ve çok etkilendim. Şairi ve şiirini içtenlikle kutlarım. Saygılarımla tam puan ile listemde
Bu muhteşem şiire ve onun şairine şükranlarımı sunarım,saygılarımla,
Fırtına öncesinden
bir kıyamet yangın yeridir ki aşk, hep koyu sıcak ve çırılçıplak
ya gecenin davetkâr havasında, nedendir bu kimsesiz üşümeler,
anlayalım mı niçin titrer yıldızlar,
birbirlerine uzaktan bakarak.
.....
/son tanesini dişlediğim haşlanmış süt mısırını,
koçanında düşlerken gecenin/
önce ben duymak isterim sesini, başımı göğsüne saklasam
yani önce ben, soluğundan ve havadan önce, öyle susasam
o fısıltı dalgalarının çırpıntısı, çeksin beni derinlere diyerek
üşüyen yıldızlara aldırmadan, aşkını soluksuz yudumlasam,
hiç saymadan kaç yıldızın aynı anda,
zamansız intihar olup kaydığını...
/henüz yazılmamış aşk romanlarına benzerdi,
o kadar çoktu ki göğüslerin/
rakı mı içilmeli kör kütük, yoksa sevişmeli miyiz dolu dizgin
ses etmeden sorsam gözlerine cevap verir misin, ne dersin
hangi sarhoşlukla vurulup-düşeriz en derinlere, haydi söyle
bilinmezliğin delice vurgunu, hangisinden bu kara deliklerin,
o an tanışamamış ten sıcaklığımız,
yıldızlar gibi severken birbirini...
/seni dinliyor, hecelerinden ben çıkıyordum,
sayfalara ses verdikçe kalemin/
ya da dolunaya tırmansak, ışıklı merdivenlerden nefes nefese
sonra tırabzanlardan çığlıklarla kaysak, kainatın sessizliğine
ayaklarımız altında kaybolsa yeryüzü, sanki hiç olmamış gibi
ipini koparmış uçurtmalar görsek, her biri kelebek gibi süzülse,
meğer ki onlar uçamayan güvercinlermiş,
ama biz bunu asla anlamasak...
.....
görmemiş ama duymuştum, iki yıldız eğer kavuşursa birbirine
öyle fırtına koparmış ki yeryüzünde, uçamazmış güvercinler.
bilmiyorum, senden mi duymuştum yoksa,
ellerimi tam uzatırken ellerine.
... Muhteşem .. Başka ne denirki ? =
her zamanki gibi fevkalade, anlatım tarzınız çok mükemmel elinize sağlık saygılar.
fırtınayı hazır beklerken
kutlarım
namık cem
Huzur veren defalarca okunacak bir aşk şiiri.Kutluyorum saygı ile.
Bu şiir ile ilgili 85 tane yorum bulunmakta