Aşk kapalı bir şişeyle bırakıldıysa gönlümün nehirlerine;
Umut bahar olup yeşertecek kalbimin sonbaharını.
Sen hiç çocuk oldun mu,
Saatlerce uçuşan kelebeğin arkasından koştun mu,
Korktuğunda sığındın mı annenin yüreğine,
Gidiyorum buralardan!
Uzaklara çok uzaklara.
Elimde çatlak bir bavul,
Sırtımda ağlayan sazım.
Bedenim ağlıyor! çığlık atarcasına.
Aşkın uğruna sürgün edildim bu diyardan.
Ey benim umut dolu gönlüm;
Sessizliğin nedendir,kimedir?
Baharda solan çiçek misin?
Yoksa esarete mahkum kelebek mi?
Ey benim aşk dolu gönlüm;
Gizlemek göz yaşlarında mutluluğu;
İstanbul gibi mesela,
Zamansız kayması gönlün atesşe,
Emsalsiz bir aşk gibi yani;
Mahsum ve asice.
Olacaklardan habersiz mahsum bir kız çocuğuyum,
Yaşamım,umutlarım ve sevincim elimden alındı.
Yaşama yenik düştüm,
Bedenimi babamın kurşunları parçaladı,
Acı ve garip bir duyguydu hanemde öldüm.
Kanım kara nazar boncuğu oldu evime.
Karanlık bir gece daha, ve gökyüzünde hasret rüzgarına kapılmış yalnız bir gönül, akıyor hüzün dolu bir gemi; yüreğimin denizinde kopan fırtınada. Ağlamak çare değil biliyorum, yada sessiz bir çığlık atmak yüreğimin derinliklerinden; umut misali, sevmek kabullenmek değil biliyorum, Aslı ile Kerem misali ölmek; ve yeniden dirilmek bir mahşer sabahı.
Beni arar da bulamazsan bir sabah vakti; suçu gözlerinde ara. Aynanın karşısına geçip bir de sen dene gözlerine bakmayı,o zaman göreceksin gözlerinin içinde ebedi sevmiş ve sevecek olan bir sevda mahkumunu. Ve anlayacaksın kalpten sevgimin utangaç tavırlarını.
Ellerim kalbinin yangınını donduracak kadar soğuktu, ve gece ah bu gece neden bu kadar karanlıktı? Kalbini neden hissedemiyordum avuçlarımda? Sevdamız bu karanlığı aşkımızın ateşiyle aydınlatalım. Aydınlatalım ki bir daha kaybolmasın aşkımız karanlıkta, birdaha ölmeyelim sevgimizden habersiz.Kavuşalım her daim cennet bahçelerinde.
Bir ayrılık daha meçhule Diyarbakır; Kaybolurken gözbebeklerimde o devasa surların,
Ve yitirirken sihrini sevgi dolu bakışlarim; Sabretmek kalır gönlüme,
Ve katlanmak düşer lalezimin hasretine.
Bir seher vaktiydi,
Ve kuşlar yeni uyanmıştı zifiri karanlıktan,
Çekilmişse mahsum bir çocuğun fotoğrafları kanlı ellerle,
Yaşamak boşadır dünyanın cennetlerinde.
Ey ölüm;
Kısa gecelerin uzun düşünceleriyiz biz,
Her yanımız ayrı bir hayale gebedir.
Sebepsiz gidişlerim,oluyor bazen,
Ağlayan gözlerim,kör oldu zaten.
İnsanlar üstüme,üstüme gelir,
Kabuslardayım,kabuslardayım.
Islak ıslak,bakma öyle,
Ölüm gelmiş dünyaya da nafile
Kurtulamaz hanilerle faniler
Kimi hastalıktan gider ölüme
Kimi, ise çaresizlikten bogulur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!