bugünkü ben bugünde değil
bugünkü gün bende değil
soran olursa görmedik deyin
kendine gittiydi, efkarlı ve dalgın
babamı özledim bugün
uyuyakalmışım ak göğsünde mavi yorgunluğun
kıyısında boylu boyunca özlemin upuzun
sabah yelinin esrik şarkısındaki yokluğunda
gücüme gidiyor güçsüzlüğüm
içimde kömür karası bir iç var
bembeyaz bir hiç hiçliğimde
yürek parçalıyor sağır çığlıkları çocukların
babaları vicdan yıkıntısının altında
başları iki ellerinin mengenesinde anaları
seni sevmem içinsem ben
seninse gölgem
pervanensem yıldızsız gecelerimde
senden çalıyorsam tüm imgelemlerimi
derin derin iç çekmelerimsen yerçekimsizliklerimde
takılıp gittiğimsen uçar adım bulutların ardından
geçip de gidenin şerbetine yatırdım sevgimi
-bilmiyor musun sen kim olduğumu peki
nefesinim ben gecendeki -şimdindeki
suyunum yüzünü yıkarkenki –içtiğindeki
gözünüm –göremediğindeki
hissinim yüreğinde –parmak uçlarında
bak geçip gidiyoruz zamanda
anılar lime lime anlar toz-dumanda
kendimizden korkar kedimizden medet umarız
kel aynak sevilesi değil mi
mahrecimizi bilmez minbere secde ederiz
işittin mi bugün
sarpedon’un yağız atlarının kişnemesini
gördün mü çeyiz sandıklarını girit'li gelinlerin
likya yıldızları yorganın bu gece-
uyur uyanırsın
seni beklemişim ben hiç’in yazgısında
sense alacakaranlıktaki kendini hiç...
peki bu rengârenk sesler –masmavi solumalar
bu yemyeşil anılar –fesleğen kokulu anlar...
tenindeki gül kurusu yalnızlığına sürdüğün pembe parfümün
kırmızı battaniyeye sarındığın öksüz ruhun
inandığın pireyi deve görürsün
görmediğin deveyi tellâl sanırsın
bırak ananın beşiği kendi sallansın
golyat’ın gözünü sen kör ettin -davut değil
kimseye toprak vaat etmedim ben
toprağa seni hiç değil
mutluluk dediğin
beklemek belki de hiç gelmeyecek olanı
gülümseyen anısı yaşanmamışın-
öznesi sen olduğun bir yanılsama akan zamanda
kendini kandırırsın inadına
atacak taş ararken kendi çölünde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!