nasıl da unutursunuz
nebula bulutsusunda
çelik çomak oynadığımızı
daha dün mikerinos şantiyesi’nde
sirius güneşliğinde tutankamun’un
saz çalıp semah döndüğümüzü
söndü sanırsın sen o tütmez ateş
fark edemediğin gibi döndüğünü dünyanın
titremez artık dersin karacakaranlıktaki o mavi ışık
göremediğin gibi yıldızları gündüzleyin
dedimdi buluta
yazdımdı usanmadan kaç kere suya
okutamadım kimseye
bir tek sana
ama bir tek sana
çabuk bağlayın beni çabuk
-güverte direğine
iblis neredeyse gelir...
bilir selin gidip kumun kalacağını
senin gelip beni alacağını
beni bana saklayın yarındaki
sonsuz sürer mavi karacakaranlıkta
bildik tüm renkler toz olurken şuracıkta
nefesini çekerim içime farkedilmezliklerde
seni yutkunurken teskin telâşlarda...
üşüdüm şimdi
sözüme kezzap döküldü benim
sözcüklerim büzüştü artık
hiç kimse görmedi öldüğümü
realistmişim -oysa hakikât aşığıydım ben
yüreğimden ipincecik bir duman yükselir şimdi
bir gelincik tarlası yalnızlığım
yazgısı papatya falına mahkûm
boynu eğik
asaletine mor menekşenin
sen beni değil
bende beni sevmeyi sevdin
-bendeki seni sevdin sen
sen bende beni değil
kendini gördün
birşey var bende senden
karanfilli bir desenden
serez çarşısı’ndan bedestenden
masmavi temmuz adalarının karşısından
ikimizin de fark edemediğimiz
zamanlıkta saklı kalmış -tertemiz
bütün kapılar açık şimdi içimde
kasımpatılar penceremde
gözümün içine bakar kaybolmuş tüm anılar
tüm anlarım yakamoz kendi denizimde
balkırsın sen gönül teknemde
ellerini okşarım kirpiklerinin ufkunda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!