Yok olmak için gelmedim doğmadım
bir şeyler katmak için geldim hayata.
Her ne kadar verdiklerim
azaltıyor olsa da beni
aldığımı biliyorum verdiğimden fazlasını
Öldün
ardından güzel sözler söylendi
hakkında yazılar yazıldı
törenler düzenlendi
Kimse demedi ki
kendisi ölünce onunla birlikte
Ömer bilgeydi
Ömer Bilge diye birini aradım face boktan
Bin Ömer Bilge birden çıktı karşıma
aradığım değildi hiç biri de
şiir gibi bir şeydi benimki
sevgi gibi dostluk gibi bir şeydi
Altı harfli bir sözcüktür: ÖNEMLİ
Türkçeden özge alfabelerde olmayan
Bir harfle başlar: Ö
Bu da önemli.
Üç harf daha eklemeyi göze alabilirseniz
Sevgili Orhan Mehmet Solmaz
Cevap vermek için adreinize ulaşamadım. O nedenle buradan yazıyorumç Umarı görebilirsiniz.
İletinizi aldım. Hem sevindim hem üzüldüm. Sevindim; çünkü Mehmet Solmaz'ın sizin gibi bir evlat yetiştirmiş olduğunu öğrendim. Babanızın hafıza hsssasiyetinin azalmış olmasına ise üzüldüm.
Sorun yapmayın, doğaldır bu. Beynini aşırı kullananların başına gelir. Babanız yazma konusunda çok aktifti. Yayınlanan eserlerinin sayısının 100'e ulaştığını biliyorum. Yayınlanmayanların sayısının ise bundan daha az olmadığını da tahmin ediyorum.
Jülide Günenç’in “Sudan Korkan Balıklar”ı (1)
“Sudan Korkan Balıklar” romanının yazarı Jülide Günenç, yengemdir. En küçük kardeşim Sabri’nin eşi. Sabri için “en küçük kardeşim” dediysem bana göre küçük yani. Yoksa nerdeyse 60 yaşında şu 2010’lu yılların başında.
Küçük kardeşler biz ağabeyler için hep çocukturlar. Masallardaki üç prensten nasıl ki her zaman en küçüğü en başarılısı olur, bizim ailede de o öyledir. Öyle olmasaydı daha yazdığı ilk romanla, hit sıralamasında tepeleri zorlayan bir yazarı eş olarak seçer miydi kendine?
Jülide yengemin edebiyatla olan akrabalığını biliyordum. Ama onun bir romana soyunmuş olabileceği aklımdan geçmemişti.
Kolay iş değildir roman yazmak. Düşünün yengemim romanı 365 sayfa. Her sayfada 30 satır, her satırda 60 karakter var. Yani hiç düşünmeden, yazacağını kurgulamadan, öyle sıradan harflere basıp dursan, klavyedeki tuşlara 650-700 bin kez basman gerekir.
Öldürüldüğü anda hemen tepesinde dikilmişti Dedektif Azrail. Sorgulamaya başladı.
“Seni kim öldürdü biliyor musun? ”
“Bilmiyorum,” dedi Mübarek ölü.
“Düşmanın var mıydı? ”
“Sanırım yoktu. Çünkü yaşamım boyunca kimseye kötülük etmedim. Yufka yürekli biriydim. “Karıncaya bile kıyamazdım. Yürürken ayaklarımın ucunda bir karınca görsem, yolumu değiştirirdim.”
“Her gün elini yıkar mıydın? ”
Angola’nın başkentini kim bilir?
Ben…
Kuzey buz kutbunun uzunluğu ne kadardır?
Şah İsmail’in babasının adı ne?
Sineğin kaç ayağı var?
Kaçınız yedi dili birden konuşabilirsiniz? ..
Bir gün 'Sakallı' bir adam gelir Gaziantep'e
bir elinde fırça
içinden tavşan çıkardığı torbası bir elinde
konuk olur konuksuz Ali Veli Oteline, Suburcu’nda...
Hastalanırız -şeytanın kulağına taş- birimiz
Bir mektup yazdım Gaziantep'ten
attım denize
çıktı Gümüşhane'den...
Gümüşhanede deniz yok biliyorum
Gaziantep'te de yok
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!