Saatli Maarif Takvimi alırdı babam
her yeni 1 ocak gelmeden
şiir kuşlarıyla donanmış olurdu yaprakları…
Şairlerine bakmazdım da
demezdim de bu güzel şiir kimin?
Boşuna çırpınıp durma çocuk
horozlar da gagalayıp durur birbirini
göstermek için üstünlüğünü
sonunda bir bıçak darbesiyle gider
akılda kalmaz dövdükleri de, kendileri de…
Paylaşmak güzel şey
paylaşmalı insanlar güzellikleri
acıları da...
Paylaşılmayacak tek şey sevgili..
'Paylaşamam seni kimseyle' diyorsun
PERYAVŞAN
Çocuk Öyküsü
FEV
Bugün bir çocuk öyküsü uydurdum size. “Ben çocuk muyum” demeyin. Daha düne kadar hepimiz çocuk değil miydik? Hem hangimizin içinde çocuk yanımızdan kırıntılar kalmamıştır ki…
Yine de “Ben çocuk değilim,” diye ısrar ederseniz, o zaman çocuğunuza okuyun bu öykümü. Çocuğunuz yoksa ya da “Artık o da kazık kadar oldu,” diyorsanız, o zaman her hangi bir çocuğa okuyun canım….
Ne kamçımı şaklattım
ne hükmettim sana gererek
sarılıp dalgalarının yularına...
Ne yarıl dedim sularına
ne de çiçekler saldım Ey Nil
akıntınla.
Yıllardır yalvarıyorsun
benden yardım istiyorsun
tamam edeceğim etmesine
ama
bağışla beni
yerini bulamıyorum
Şanlıurfalılar o en eski şarkılarını hep bir ağızdan söyleseler yeridir: “Urfa’ya paşa geldi…” Ne büyük şans onlar için: Bir iki yılda birkaç ile paylaştırılan Vali artık onların. Sanmayın ki hükümet dünyanın bu en güzel valisini ilden ile sürüyor. Hayır! “Her il de bu güzel valinin hizmetlerinden nasibini alsın biraz” diye bilerek ya da bilmeyerek sık sık yer değiştirtiyor.
Şanlıurfa’nın gerçekten ihtiyacı vardı okutan bir valiye.Şuraya, bir ses atımı uzağımıza geldiğiniz için çok mutluyuz Türkiye’min sevgili valisi! Ne mutlu Şanlıurfalılar’a… Yakındayız ya, o nedenle biraz da biz Gazianteplilere ne mutlu…
Siirt ve Sakarya’da görev yaparken eğitime yaptığı katkılarından tanıyoruz onu. Bir ara Sakarya’da görev yapıyordu öğretmen Doğa kızım. Bir sabah telefon açtı. Sevinçliydi sesi.
“Baba ne güzel bir valimiz oldu! ”
Benim kızın valiyle ne işi olabilidi ki? .. Vali Nuri Okutan Meğer Sakarya’ya atanmış. Atanır atanmaz da ilk işi bütün ilköğretim okullarında her gün derslerden birinin okumaya ayrılmasını sağlamak olmuş.
Kızımın derdi çocukların okumaması. Okumayan çocuk derslerine iyi çalışamıyor, iyi okuyamadığı için de okuduğunu anlayamıyor.
aşk bir oyun mu sence
evet bence de öyle
oyun...
Ama öyle bir oyun ki
bu oyunda hep
Sabahleyin erkenden kalkmak olmasa
Gece geç saatlere kadar çalışmak olmasa
Erkekler için ekmeği bulmak bu kadar zor olmasa
Pahalılık olmasa…
Ben geldiiim! .. diyorsun
Neredesiiin? diye soruyorsun
Buradayım canım!
bir yere gitmem merak etme.
ölmem bile...
Niye?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!