Deryalarda kum tanesi olsan da,
Semalarda nur tanesi olsan da,
Zirvelerde kar tanesi olsan da,
Bu güzellik sende varken bulurum.
Madenlerde sim tanesi olsan da,
Gurbet illerinde geceler sensiz.
Hasret türküsünde heceler sensiz.
Bu gönül şaşırmış bocalar sensiz.
Canan beni, ben cananı özlerim.
Mutluluk hayali görürüm sensiz.
Baharın seherinde açan gonca gül,
Yaz güneşi görmeden bıkmış gibisin,
O körpe bedenini sarsmış esen yel,
Sevincine kederi katmış gibisin,
Sevgi filizleriyle boynu bükük gül,
Böyle mi olurmuş güzelin sözü,
Bal ile yoğrulmuş ciğeri özü,
Bir tuhaf bakıyor, o ceylan gözü,
Değmeyin keyfime can dedi bana.
Ben ne yapam onla bal ile yağı,
Bak yine eriyor şu, dağların karı,
Görünce sen gibi, saçları sarı,
Gitti kışı bak, geldi baharı,
Sarı saça, mavi göze can kurban.
Yedi alem bilir senin ününü,
Öğrenmeden birkaç sayı
Başımıza oldun dayı
Medeniyet bilmez ayı
Derler ise kalk ayağa
Yüz kızarmaz, herif arsız
Derya, deniz gibi gözlerin vardır.
Daldıkça, dalasım geliyor inan.
Orada hayaller, arzular vardır.
Kaldıkça, kalasım geliyor inan.
Bembeyaz martılar uçuyor sanki.
Damımız üstünde bir baca tütmez.
Afakanlar basmış bir türlü gitmez.
Zalimleri zülmü hiç mi hiç bitmez.
Boynum bükük kalmak kor bana bana.
Dinmek bilmiyor ki çekilen çile,
Akşamüstü sahilde mutluluğu ararken
Geçmişteki günlere pişman olup yanarken
Bedenimi okşayan sensin diye sanarken
Rüzgar ile itiştim, esen yelle döğüştüm
O sinirli halimle dolaştım köşelerde
Taze gonca açmış, gül kucağında,
Kavurucu olan yaz sıcağında,
Yaktın kalbimi sen, aşk ocağında,
Aşkın ateşini, söndür öyle gel.
Bu aşka imrensin, duyunca herkes,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!