1918'de Bilecik'in Söğüt ilçesinde doğdu. Ankara Erkek Lisesi'ni bitirdi. On yılı aşkın süre memur olarak görev yaptı. Daha sonra gazeteciliğe başladı. Ankara Telgraf ve Kudret gazetelerini çıkardı. 25 Şubat 1970'de Ankara'da öldü.
Yazın dünyasına 'Dikmen' dergisinde yazdığı şiirlerle giriş yaptı. Yalın bir şiir diliyle İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan acıları, barış özlemini, insan ve yurt sevgisini ve çekilen acıları dile getiren şiirler yazdı.
Rüya görüyordu vurdular.
Kapandı toprağa upuzun,
Bir avuç barut yamandı ete;
Yaralı uyuyor,
Susun...
Biliyorum
Birgün bu şehirden gideceksin
Pırıl pırıl ışıklı bir istasyonda
Elinde ufak valizin
Ne yapalım hayat bu
Yaşamak biraz böyle diyeceksin
Usandim,
Yesermemis umutsuz bahceyi beklemekten...
Usandim,
Tarla kusunun sesinden...
Usandim,
Bu yurekten, kendimden...
Anam bir seferberlik türküsü söyler
Dizini döve döve
Kara vapur inim inim iniler
Yetim kaldı top kâküllü gelinler
Benim anam
Gelin olduğu geceden
Kabahat ne senindir, ne benim, kaderindir
Ateşle yangın bende, yalnız küller senindir
Çevir bir an maziye o nemli gözlerini
Kabahat ne senindir, ne benim, kaderindir
Ankara'nın taşına bakma,
Gözlerimin yaşına bak.
Kaldır da başını bir sabah vakti,
Etnografya Müzesinden,
Memleketin haline bak...
'Yaslamış başını bir yosun taşına balık,
Ağlıyordu...
Gözlerimle gördüm :
Gözyaşları maviydi...'
Şaşıyorum!
İnsanoğlunun aya gönderdiği füzeye,
Şaşıyorum!
Ekmeklerin bu kadar küçülüp,
Çocukların bu kadar büyüdüğüne...
Mavi mavi ağlama gurbet akşamlarında
Tıpkı bir sır gibidir ismin dudaklarımda
Ne olursun ağlama gurbet akşamlarında
Ben harp çocuğuyum!
Yumruğumla bir baş soğanı,
İkiye ayırabilirim,
Kara somuna,
Anam gibi sarılabilirim,
Seferberlikte doğduğumu
Şair Fethi Giray'ın sayfasında kullandığınız fotoğrafı hatalıdır bilginize.