Kabulümdür
Ruhum kuş olup uçsun
Yeter ki
Sıladan umut getirsin
Serzenişim yok feleğe
kaç öykünden sürekli
kaybı kazanmak için
kapa ışıkları içinde
hiç görülmemek için
gez geveze öncende
şimdi duyulmamak için
bir yaban emelde sek sek oynuyorum
kıs kıs gülüyor bana kargalar
bir incir çekirdeği kovuğunda
ağaçkakanlar beynime tıklıyor
kaç zaman geçiyor bilmem aradan
bir uçan halıda uyanıyorum
yalnızlık bulvarında bir gün
kendime rastladım elleri cebinde
bakıp gözlerinin içine
sordum çekine çekine nereye:
bedenimle buluşmaya, dedi yürüdü
sustum, sessizce düştüm peşine
feleğin başı eğik
varlık yoklukla sırdaş
saatlerdir
tanışmıyor
zamanın boynu bükük
istemeseydim saçına tel
üzüntüne yel, sevgine kucak olabilmeyi
istemeseydim tarlana saban
ayağına taban, uğruna yol olabilmeyi
istemeseydim sana bir ben
ruhuna beden, sesine seda olabilmeyi
kaçta yatar gece
kaçta susar cırcır böceği
sabahlar kaçta kalkar
kaçta çalışmaya başlar karıncalar
yaş, kaçta çocuk, kaçta olgundur
kaçtadır güneş’in toprağa merhabası
Kadir Mevla’m dileyince
Olmamaya imkân mı var
Gönle gözü lütfedince
Görmemeye imkân mı var
Yoksa seni bir özleyen
bir gün kızım, bir an gelecek
baş başa kalacaksın kendinle
kaldırım taşlarından gizler sızacak
gün denizinde raks edecek yakamozlar
balıklar evlat şarkısı mırıldanacak
saçak buzlarında yitecek aymaz geceler
çiğ damlalı bir sabaha uyanmış dünya
güneş, sarı kanatlarında gezdiriyor günü
karamsarlık kaçıp gitmiş geceden
iyimserlik çisil çisil yağıyor
ruh yangınlarını söndürmüş umut itfaiyesi
dert buzulları eriyor sevda denizlerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!